Geçen seneler...Beş sene.
Bir kaç şarkı daha...
Bir kaç şarkı ve bir kaç hakaret ama bunda bir sorun yok. Yani var tabi ama artık alıştım. Sabırımı taşıran son nokta bunlar değil. Üzerime atılan, ağır cisimler...Korkarak titredim. Arkamı döndüm. Duymak istemediğim pek çok şey duydum. Umursamamaya çalıştım ama fazla ileri gidildi. Her zamanki gibi. Sırtıma atılan herneyse, nefesimi keserken titredim. Hala çalan parçaya, odaklanmayarak önümdeki görevli adama bakındım. Biliyor ve farkında ama umrunda mı? Pek sanmıyorum ki kendi açısından haklı. O benim için burada değil. Titrerken içeri girdim. Kulise. Perdeyi araladım ve başımı korkarak uzattım. Alex...Daha demin onu izlediğim alana bakınıyor. Kaşları çatılmış ve dudakları aralanmış. Tedirgin. Anlam veremiyor. Nerde olduğumu merak ediyor olmalı.
Etrafına bakındı. Sadece 10 dakika filan ayırmıştı herhalde gözlerini üzerimden ama o, 10 dakika, kıyamete döndü benim için orada. Şarkı bitene kadar herkese sorup durdu. İlk başta Matt. Sonra Nick, Jamie ve hemen sahnenin altında bekleyen görevli. Sahneden ufak bir ara isteyerek uzaklaştı. Gözden kayboldu. Kapı aralandı. Ona yüzümü dönmek istedim ama vazgeçtim. Matt'i izlerken düşündüm.
"Ne oldu bebeğim? Neden aşağıda değilsin?"
Önümde eğildi. Yüzümü ellerinin arasına alıp öptü. Ben dudaklarımı büzerken bedenimi kendine doğru çekip saçlarımı okşadı ama bir anda uzaklaştı. Omzuma ve sırtıma bakarken kaşları çatıldı. Olduğu yerde dondu kaldı.
"Ne oldu?!"
Anlatmamı bekliyor ama anlatılacak pek bir şey yok. Bedenimdeki kızarıklıklara bakıyor.
"Aşağı inmek istemiyorum. Seni buradan izlerim."
Burnumu çekerken başımı eğdim. İkimizde sessizce bekledik. Gitmesi gerekiyor ama kalkmıyor. Sinirli ama yapacak bir şey yok. Biliyor. Kabullenmeli.
"Gitsen iyi olur Alex. Ben...Buradayım."
Yüzünü ellerinin arasına alıp iç çekti. Sessizce mırıldandı. Küfürler savurdu.
"Bunların olmasından sıkıldım! Neden..."
Saçlarını karıştırırken uzaklaştı. Devam etmedi. Sessizleşti. Oyalandı ama başka çaresi yok. Ayağa kalktı. Keyifsizce, derin derin nefes alırken perdelerin arasından sahneye bakındı. Herkes onu bekliyor. Dönünce yeniden eğildi. Bacaklarımı araladı ve dudaklarımı öpüp yanaklarımı okşadı. Canı sıkılmasın ve beni merak etmesin diye gülümsedim ama pek bir şeyi değiştiremedim. Odadan çıkmak için doğruldu. Kapı açılana kadar...
Durdu. Matt, Nick...İşte Jamie. Hemen arkalarında."Ses sorunu var. Yirmi dakika filan sürermiş."
Başını salladı. Tatmin olmuştu. Gitmek istemiyordu zaten.
"Siz ne konuşuyordunuz? Özel mi?"
Yorgun bir şekilde gülümsedim. Başımı iki yana salladım ve dudaklarımı büzdüm. Koltuklara yerleştiler. O hariç. Alex...Kalabalığı izliyor.
"Sana ne oldu? Neden bu kadar gerginsin?"
Yanıma oturdu ve uzandı. Beni kucağına oturtup gözlerini kapattı. Hala sinirli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alex Turner || I Wanna Be Yours
Hayran Kurgu"𝑺𝒆𝒄𝒓𝒆𝒕𝒔 𝑰 𝑯𝒂𝒗𝒆 𝑯𝒆𝒍𝒅 𝑰𝒏 𝑴𝒚 𝑯𝒆𝒂𝒓𝒕 𝑨𝒓𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒅𝒆𝒓 𝑻𝒐 𝑯𝒊𝒅𝒆 𝑻𝒉𝒂𝒏 𝑰 𝑻𝒉𝒐𝒖𝒈𝒉𝒕 𝑴𝒂𝒚𝒃𝒆 𝑰 𝑱𝒖𝒔𝒕 𝑾𝒂𝒏𝒏𝒂 𝑩𝒆 𝒀𝒐𝒖𝒓𝒔 𝑰 𝑾𝒂𝒏𝒏𝒂 𝑩𝒆 𝒀𝒐𝒖𝒓𝒔..." "𝐼 𝑊𝑎𝑛𝑛𝑎 𝐵...