Karanlık Ve Aydınlık

976 58 111
                                    

Adımları yavaşlayınca derin bir nefes aldım. Korkuyor, daralıyor ve titriyorum. Bir anda karar verdiğim için sanırım. Gerginim. Üstüne çok fazla düşünmediğim için galiba bu da. Doğru bir karar mı sahi bu arada? Dövme yaptırmak. İstiyorum ama istediğime emin olamıyorum şimdi. Baştaki kadar kararlı değil gibiyim sanki. Led ışıkların asılı olduğu bir yerin önünde durdurken biz. Heyecandan titriyorum. Sertçe yutkunarak. Korkuyorum. Korkuyor ve geri dönüş yolu arıyorum ama bir yandan da gariptir ki...İstiyorum. Tatlı bir dövme. Naz mı yapıyorum? Hayır. Gerçekten naz yapmıyorum.

Başını bana çevirip kaşlarını kaldırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Başını bana çevirip kaşlarını kaldırdı. Zorda olsa gülümserken ben. Evet. Zorda olsa. Çünkü bu duygu karmaşası içindeki karasızlıkta yuvarlanırken gülme eylemini isteyerek gerçekleştirebilmek zor gibi ve hemen ileride bir kaç sarhoş adam çöp tenekelerini tekmelerken çıkan yüksek sesle yerimde zıplayarak ona sıkı sıkı sarılınca tedirgin olduğumu belli etmemek. İmkansız sahi.

"İstediğine emin misin? Titriyorsun."

Kıkırdayarak dudaklarından süzülen kelimelerle sertçe yutkundum. Boğuk İngiliz aksanından bir an ne dediğini anlayamamıştım. Bu yüzden bir süre bekledim ama tek sebebi şu mükemmel aksanı değil tabiki. Birde şu lanet sesi ve o harikulade kıkırtısı.

Sonunda ne dediğini, büyünün etkisi azalarak benden uzaklaşınca kavradığımda ne diyeceğimi bilemeyerek dudaklarımı büzdüm. Emin değilim çünkü. Çünkü şu an sadece onun benim yerime karar almasına ihtiyacım var sanırım. Pişman olmayacağıma eminim böyle olunca. O benim yerime karar alınca. Çünkü bu zaman kadar pek çok konuda benim yerime ailem karar aldı ve böyle büyük bir şey için. Hazır değilim gibi. Öne atılmaya...

Soğuk rüzgar esince saçlarımı uçuşurken titredim. Hala kollarının arasındayım ve hala bir şey söylemesini bekliyorum ama hayır. O söylemiyor. Daha etkili bir silah kullanıyor bunun yerine.
Yüzümü ellerinin arasına alıp dudaklarımı yumuşacık dudaklarıyla örtüyor. Bütün korkuyu uçurup uzaklaştırıyor. Sanki hiç var olmamışlar gibi ve kelimeler gereksiz sayılıyor. Gereksiz ve yetersiz.
Boynumu kavrayarak beni geri çektiğinde de gülümsememe sebep oluyor. Daha sakin ve en azından şimdi emin.

Demir kapıyı açtığında içeri girdik. İçerisi de dışarısı kadar soğuk gibi. Yada ben hala az da olsa gerginim. Bir öpücük daha gerekli gibi Alex? Bir öpücük daha...

Duvarlar sprey boyalarla boyanmış stickerlarla süslenmiş. Birde hem yukarıya hem de aşağıya açılan merdivenlerin önünde dikiliyoruz. Ben ilgiyle etrafa bakınırken. Çok garip bir ambiyansı var buranın. Sahi neresi burası? Dövmeciye gitmeyecek miydik?

 Sahi neresi burası? Dövmeciye gitmeyecek miydik?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alex Turner || I Wanna Be YoursHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin