Kahvaltımız bittiğinde kafenin otoparkında el ele yürümeye başladık. O hesabı öderken aldığım soğuk kahvemi yudumladım. Derin bir nefes aldım ve rahatlayarak inledim. Gözleri büyürken kıkırdadım. Önünde durdum ve elimdeki şişeyi ona doğru uzattım. İçmesini bekledim ama o dalgın bir şekilde istemediğini söyledi. Dudaklarımı büzdüm ve onu zorladım ama yine pek oralı olmadı. İç çektim ve önüne geçerek elimdeki şişenin içindeki pipete dilime sürttüm. İlgisini sonunda kendime çekebildiğimi farkederken arsızca kıkırdadım.
Dikkatle beni izledi. Dudaklarımı...
Sertçe yutkundu ve göz bebekleri büyürken ben ondan kaçınca uslu durmamı söyleyerek gülümsedi. Yorgun yorgun yürümeye devam etti. Benim onu daha da yormama karşılık hiçbir şey söylemedi. Bana kızmadı ve bağırmadı. Eski Alex gibi. Sessiz kaldı. Şu zamana kadar buluştuğum adamların aksine...Keyif alıyormuşçasına beni izlemeye devam etti. Telefonunu çıkardığında benim onunla dalga geçtiğim gibi...Paparazzilerin taklidini yaparak fotoğraflarımı çekmeye başladı.Sorular sordu ve kıkırdayarak Alex Turner'ın yanındaki "gizemli hanım efendi" diye seslendi. Herkesin aksine "Alex Turner'ın yeni kız arkadaşı" değil de gizemli ve güzel hanım efendi. Çünkü rahatsız olduğumu biliyor. Evet onu seviyor ve onunla görünmekten zevk alıyorum. Yani bu beni mutlu ediyor ama...Sadece...
Sadece vasıfsızmışım gibi "Alex Turner'ın kız arkadaşı" tanımını sevmiyorum ve değilim. Onun kız arkadaşı değilim. Neyiz bilmiyorum ama öyle değiliz. Ben kabullenip söyleyene kadar da...Onu affettiğimi...Böyle olmayacağımızı biliyor neyseki. Bu samimiyetimizin onu affetmiş olduğumu düşündürtmemesi gerektirdiğini...Biliyor. Sen ne zaman istersen o zaman diyor hep zaten. Bu bazen beni geriyor ve üzüyor olsada sessiz kalıyorum ama canımı yakıyor. İlişkimizin benim ellerimi arasında olması....Ya da onun böyle düşünüp, söylemesi...
Fazla geliyor. Onu sevdiğimi biliyor. Yani herhalde biliyordur. Onun aksine hiç sesli bir şekilde söylemedim ama...Evet...Onun aksine...Çünkü o, her saniye ve dakika bana beni sevdiğini söyleyerek hissettiriyor. Bende hissettiriyor olmalıyım. Biliyor olmalı. Onu sevdiğimi...Öyle değil mi?"Yapma Alex! Lütfen. Çekme!"
Yüzümü elimle kapatıp telefonunun kamerasını yavaşça ittim. Gözlerini kocaman açtı ve bu seferde haber spikerleri gibi bir ses tonuyla ona saldırdığımı söylemeye başlarken kahkahalarım kocaman otoparkta hakim bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alex Turner || I Wanna Be Yours
Fanfiction"𝑺𝒆𝒄𝒓𝒆𝒕𝒔 𝑰 𝑯𝒂𝒗𝒆 𝑯𝒆𝒍𝒅 𝑰𝒏 𝑴𝒚 𝑯𝒆𝒂𝒓𝒕 𝑨𝒓𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒅𝒆𝒓 𝑻𝒐 𝑯𝒊𝒅𝒆 𝑻𝒉𝒂𝒏 𝑰 𝑻𝒉𝒐𝒖𝒈𝒉𝒕 𝑴𝒂𝒚𝒃𝒆 𝑰 𝑱𝒖𝒔𝒕 𝑾𝒂𝒏𝒏𝒂 𝑩𝒆 𝒀𝒐𝒖𝒓𝒔 𝑰 𝑾𝒂𝒏𝒏𝒂 𝑩𝒆 𝒀𝒐𝒖𝒓𝒔..." "𝐼 𝑊𝑎𝑛𝑛𝑎 𝐵...