Uzun bakışmamızdan sonra utanarak başımı eğdim. Yani kazanan o oldu. Yine...
Elindeki gül demetini alıp içeri girmesi için kenara çekildim ama...Seni affetmedim Alex. Evet...Seni eve aldım ama her şey yoluna giriyor demek adına değildi bu. Üzgünüm ama...Affedemedim. Sadece...Sanırım bir adım atmana izin verdim. Çünkü istedim. Seni...Ama bu kadar çabuk affedemeyeceğimi bilerek davranacağıma söz verirken kendime, engel olamadım yine. Gülümsedim. Kokun eve sinerken...
Kokun Alex. Sigara...Alkol...Nane...Karışık bir koku bu. Karışık ama ağır değil. Erkeksi ve benim için paha biçilemez. Öyle basit, pahalı bir parfüm kokusu değil yani bu. Senin kokun...Hiçbir şey de değişmemiş sende. Hiçbir şey. Hala o eski, yorgun ama çapkınca gülümsemeyi seven ve bazen ne diyeceğini bilemeyen, çoğunlukla etrafında olup biten her şeye sessiz kalan o adamsın. Bende büyük ama bununla övünmeyi sevmeyen...Hatta bunu umursamayan. O adam...Gerçi sen hiçbir şeyi umursamazdın ki.
Mimiklerin, konuşma tarzın, bakışların...
O taktığında beni sinir edecek derecede, seni gereğinden fazla etkileyici ve çekici gösteren gözlüklerin...Hatırlıyor musun? Ne söylersem, sana ne anlatırsam anlatayım dikkatle dinler ve damarlı, incecik güzel elin yanağımı okşarken sessizce gülümseyerek başını sallardın. Ben sana özemsiz şeyler anlatırken pembe dilin dudaklarında yavaşça gezinir ve aklımı oynatmama sebep olurdu.
Hiçbir şey değişmemiş sende işte ama beni en çok yaralayan kokun Alex. Kokun...Biliyorum. Abartıyorum belki ama ne zaman burnum alsa bu kokuyu, hatırıma geliyor her şey. O eskiden gece yarısı sarhoş bir şekilde evine gelip seviştiğimiz yatağında, sabah göğsünde uyandığımda aldığım bu koku...Barda ter ve alkolü bastıran ve beni delirten...
Kokun..."Babacığım!!!"
Yanımdan geçti. Ceketini çıkarırken, elinden almak için ona doğru uzandım ama görmezden gelerek askılığa astı ve kibarca gülümseyerek teşekkür etti. Sanki başkasıymış gibi davranıyor ve şaşırmadan edemiyorum şimdi. Başka biri gibi diyorum.
Gözleri, daha farklı bakıyor ve koridorda salona doğru ilerlerken, hep beni izliyor. Yemek yerken ve David, oynamak istediği oyunun kartlarını dağıtırken...Sanki hiçbir dakikasını kaçırmak istemediği bir filmişim gibi. Gözleri hep üzerimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alex Turner || I Wanna Be Yours
Fanfiction"𝑺𝒆𝒄𝒓𝒆𝒕𝒔 𝑰 𝑯𝒂𝒗𝒆 𝑯𝒆𝒍𝒅 𝑰𝒏 𝑴𝒚 𝑯𝒆𝒂𝒓𝒕 𝑨𝒓𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒅𝒆𝒓 𝑻𝒐 𝑯𝒊𝒅𝒆 𝑻𝒉𝒂𝒏 𝑰 𝑻𝒉𝒐𝒖𝒈𝒉𝒕 𝑴𝒂𝒚𝒃𝒆 𝑰 𝑱𝒖𝒔𝒕 𝑾𝒂𝒏𝒏𝒂 𝑩𝒆 𝒀𝒐𝒖𝒓𝒔 𝑰 𝑾𝒂𝒏𝒏𝒂 𝑩𝒆 𝒀𝒐𝒖𝒓𝒔..." "𝐼 𝑊𝑎𝑛𝑛𝑎 𝐵...