Beni kendine çekip sıcacık dudaklarıyla dudaklarımı örttü. Dudakları...Bu tat...
Ellerimi yumuşacık saçlarının içine sokup onu daha da kendime çektim. Bir yandan korkuyorum aslında. Bu öpücükle...Onun yanında ve onunla birlikte olmaktan. Sanki her an canımı yakacak ve beni üzecekmiş gibi hissediyor ama bir yandan da...Beni her şeyden daha mutlu ederken...Bağımlı oluyorum. Varlığına ve ona...Dans ederken hissettiğim huzurdan bile daha çok ihtiyaç duyuyorum. Sana...
Alex..."O zamanlar ikimizde bilmiyorduk.
Böyle olacağını...
İkimizde, şimdi o zamanlara geri dönebilmek için her şeyimizi verirdik öyle değil mi? Alex. Öyle mi?"Bacaklarımı kavrayarak beni kucağına oturttuğunda altımda sertlikle ağzının içine doğru sessizce inledim. Öpüşü derinleşirken popomu kavrayan damarlı elleri, beni daha da kendine çekti ve sertliğe bastırdı. Artık üşümediğimi fark ederek titredim. Gerçi daha deminde anlayamıyordum ama şimdi. Kesinlikle eminim. Aksine şimdi daralıyorum çünkü. Daralıyor ve heyecanlanıyorum. Üşümüyor ama titriyorum. Birde çok sert diyorum. Çok sert. Biraz fazla. Sahi neden bu kadar sert? Asıl soru bu değil bakınca. Asıl soru nasıl bu kadar sert olabilir?
Popomdaki elleri elbisemin üzerinden göğüslerimi kavrayarak okşamaya başlarken kilotumdaki ıslaklıkla ürperdim ve titreyen ellerimi onun yumuşacık saçlarının içine sokup daha fazlasını istememe şaşırken kendimi ona daha da bastırarak sertçe sürtündüm ama o deli gibi utanmama yetecek bir şey yaptı o an. Bir anda durup dudaklarımızı ayırdı ve başını koltuğa yaslayarak sertçe yutkunup sessizce beni izlemeye başladı. Gözlerimi...
Saçlarımı...Dudaklarımı ve göğüslerimi...Anlam veremeyerek ve utançtan yerin dibine girmek isteyerek düşünen, gözlerini kaçırarak nefes alamakta zorluk çeken ben. Neden durdu ve neden böyle bakıyor? Bir şey mi yaptım? Yani evet yaptım ama bu onu rahatsız mı etti ki? İstemiyor muydu?Yüzüme düşen uzun saçlarımı teselli edercesine geriye ittiğinde sıcacık eli yanağımı okşarken aklımda gezinip durarak kalabalık yapan soruları uzaklaştırdım ve başımı sağa doğru çevirip dikkatimi başka bir şeyin üzerine çekmeye çalıştım. Çünkü moralim çok bozuldu. Çünkü o geri çekilince kendimi çok rezil hissetim. Yüzüm düştü. Dudaklarım büzüldü ve o bunu fark etsin istemedim o an. Kalkmak istedim. Kucağından. Kalkmak ve gitmek ama bunada cesaret edemedim. Çünkü...
Biliyorum. Eğer kalkıp gidersem bir daha onu göremeyebilirim. Çünkü...Çünkü ve çünkü, şu anda da pek umrunda değil gibiyim zaten. Aslında bakınca onun hiçbir şey pek umrunda değil gibi. Eli yanağımdan kayarak ince parmakları dudaklarımda gezinmeye başlayınca dudaklarımı araladım. O da durdu. Durdu ve merakla dudaklarımı izledi."Özür dile-"
Kaşlarını çattı ve başını iki yana salladı. Buna lüzum yok dercesine. Bende cümlemi tamamlama gereği bulamayarak dudaklarımı kapattım. Başımı eğip zaten kısa olan ama üstünde oturduğum için karnıma doğru iyice katlanarak kısalan elbisemi izlerken. Yerin dibine girmek istedim. Keşke yapmasaydım dedim. Keşke rahat dursaydım.
Doğrularak dolgun dudaklarıma küçücük bir öpücük kondurana kadar o. Çenemi kavrayıp gözlerimizi buluşturdu ve ürkekçe koyu kahveliklere bakınarak keşke derken ben. Yeniden başını koltuğa yaslayarak beni izlemeye devam etti. Sesini dinledim."Özür dilenecek bir şey yok."
Yok mu? O zaman neden geri çekildin?
Belkide yorgun olduğundan. Yorgun gözüküyorsun çünkü. Göz altların mosmor ve ten rengin solgun."Yorgun musun?"
Başını salladı ve popomu sıcacık elleriyle yavaşça okşayarak bıkkınca iç çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alex Turner || I Wanna Be Yours
Fanfiction"𝑺𝒆𝒄𝒓𝒆𝒕𝒔 𝑰 𝑯𝒂𝒗𝒆 𝑯𝒆𝒍𝒅 𝑰𝒏 𝑴𝒚 𝑯𝒆𝒂𝒓𝒕 𝑨𝒓𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒅𝒆𝒓 𝑻𝒐 𝑯𝒊𝒅𝒆 𝑻𝒉𝒂𝒏 𝑰 𝑻𝒉𝒐𝒖𝒈𝒉𝒕 𝑴𝒂𝒚𝒃𝒆 𝑰 𝑱𝒖𝒔𝒕 𝑾𝒂𝒏𝒏𝒂 𝑩𝒆 𝒀𝒐𝒖𝒓𝒔 𝑰 𝑾𝒂𝒏𝒏𝒂 𝑩𝒆 𝒀𝒐𝒖𝒓𝒔..." "𝐼 𝑊𝑎𝑛𝑛𝑎 𝐵...