38

2.1K 203 74
                                    



Güzel yorumlarınızı merakla bekliyorum. Beğenmeyi unutmayın!🌸

Kulaktan dolma bilgilerimi doğrulamak için bütün gün araştırma yapmıştım. Bu araştırmayı internette yapmak çok zordu çünkü böyle bilgiler internete çok nadir sızardı.

Ben de hatrımın geçtiği birkaç kişiyi arayıp bilgi toplamak zorunda kalmıştım. Hatta birkaçıyla yakın bir zamanda tekrar görüşmek üzere sözleşmiştim bile.

Bu tür bilgi sahibi olan insanlarla aramı iyi tutmalıydım. Balık Ahmet küçük bir Fanus çetesi olabilirdi ama haber kaynakları güçlü ve sağlamdı. Bana bıraktığı hazinelerden biri ise bu haber kaynaklarıydı.

Bu gece yapılacak olan bir tarihi eser açık oturumu vardı. Büyük ihtimal Fanus hükümetinden gizliydi ve gece yarısı yapılıyordu. Bir nevi tarihi eser kaçakçılığı yapılacak ve insanlar bu tarihi eserleri satın alacaktı.

Benim hedefim ise birini kafalayıp hiçbir para ödemeden çalacağım tarihi eser ile otelden ayrılmaktı. Açık oturumun bu gece olması benim için beklenmedik bir bilgiydi çünkü hazırlanmak için sadece birkaç saatim vardı.

İki ayağım bir pabuca girmişti. Yaklaşık iki saattir kendime bir kurban arıyordum ve kolayca kandırabileceğim birini bulmak için saatlerce telefonda konuşmak zorunda kalmıştım.

Sonunda birinin adına ulaşmıştım. İnternette adamın profilini araştırmak için adını yazdım. Hakan Ceylan. 35 yaşında ve Uglo Otomotiv şirketinin önemli hissedarlarından biriydi.

Paraya ve içkiye düşkün bir adamdı. Ve böyle adamların her zaman kadınlara olan zaafı kaçınılmazdı. Aynı zamanda mide bulandırıcıydı. Onları alt etmenin kolaylığı üzerlerine kusma isteğimi daha da arttırıyordu.

Güzel bir nişanlısı vardı ama magazin olaylarına bakılacak olursa pek anlaşamıyorlar gibiydi. Geceye nişanlısıyla gelmeyeceği çok belliydi. Açık oturumdan hangi parçayı alacağını bilmiyordum ama kesinlikle bir alışveriş yapacağına emindim. Bana bilgiyi ulaştıran kişi de bu konuda çok emindi.

Okul çıkışı HALL'e gittim. Bütün gün kasada duracağımı bildiğimden planımı tasarlamak için zamanım olacaktı. Bir yandan müşterilerle ilgileniyor diğer yandan sürekli Hakan Ceylan'ı araştırıyordum.

Zaman su gibi akıp giderken işten çıkma vaktim gelip çatmıştı. Arka odada üzerimi değiştirdim ve eşyalarımı toplayıp çıktım.

Merdivenlerden hızla inen Demir'i gördüğümde ise yüzümü buruşturdum. Onu bugün hiç görmediğim için şanslı hissediyordum ve HALL'de olduğunu düşünmüyordum. Meşgul olabilirdi.

Beni görünce durdu. "Çıkıyor musun?" diye sordu.

"Evet, işim bitti." Gülümsedim. Bu akşam onunla fazla muhattap olmamak en iyisi olacaktı. "Görüşürüz," dedim aceleyle. Her an her şeyi anlayabilir korkusuyla hızla önünden geçip çıkışa doğru ilerledim.

Arkamdan geldiğini ayak seslerinden duyabiliyordum. Dışarı çıktığımda hava çoktan kararmıştı. "Araban yok mu?" diye sordu Demir etrafa baktığımı fark ederek.

Bugün arabamla gelmemiştim bu yüzden otobüs durağına yürümeye karar verdim. "Otobüsle döneceğim," dedim.

İkimiz de girişin önünde bekliyor ve birbirimize bakıyorduk. Kolunu uzatıp elimi tuttuğunda kaskatı kesilmiştim. Bana böyle yakın davranması hoşuma gitmiyordu.

"Seni Fanus'a bırakayım." Yüzündeki şefkatli ifadeyi görmek istemiyordum. Neden sinirliydim? Gün içinde aklıma bile gelmemişken şu an içine düştüğüm durum beni sinirlendiriyordu.

FanusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin