19

2.9K 237 27
                                    



"Onarılmaz bir şey yaptım,
Bir bağ kurdum.
Bu günübirlik dünyada."
-Borges

***

Güzel ve sakin bir gün geçirmek için her şeyimi verirdim.

Arabadan indim. Demir harekete geçmek için benden bir işaret bekliyordu sanki. Bana baktı. Yüzümde hangi ifade vardı bilmiyorum ama korktuğum kesindi. Sabaha kadar böyle dururdum o yüzden Demir beni beklemek yerine konuştu.

"Unutma, yapacağın her hamle kendini savunmak için olacaktır. O yüzden silahını kullanmaktan çekinme. Hiçbir şey senden daha değerli değil."

Kafamı salladım ama görmedi. Çoktan yürümeye başlamıştı bile. Ben de onu takip ettim.

"Yanımdan ayrılma ve yaralanmamaya çalış."

"Anlaştık," dediğimde durdu ve bir saniyeliğine bana baktı.

Daha sonra ara sokaklardan birine dalıp caddeye geçtik. Burası bir cehennem yeriydi ama biz o cehennemden elimizi kolumuzu sallayarak geçiyorduk.

Büyük bir kavga vardı. Birini öldüren kişi daha sonra cansız bedeniyle yerde kendisi yatıyordu. Zincirleme bir ölüm oyunun içinden biz bir çizik bile almadan geçiyorduk.

"Neler oluyor?" diye sordum Demir'in hemen yanından yürürken.

"Ne oluyormuş?" diye sordu.

"Neden kimse bize saldırmıyor." Herkes bakıyordu ama hiç kimse harekete geçmiyordu.

"Saldırmalarını mı istiyorsun?" diye sorduğunda hemen kafamı salladım.

"Hayır, sadece biraz tuhaf."

"Balık Ahmet nasıl bir liderdi?" diye sorduğunda affaladım. Nereden aklına gelmişti şimdi?

"İyi?" dedim ama bu daha çok bir soruydu.

"Demek istediğim onunla böyle gecelerde ne yaptığını merak ediyorum."

"Seninle yaptığım şeyi," dediğimde durdu. Tek kaşını kaldırıp bana baktı. Komik bir şey söylemişim gibi dudakları gerildi. "Tek bir farkla," dediğimde ise yoluna yürümeye devam etti.

"Kavganın ortasından geçip gitmek yerine savaşıyorduk. Herkes başımıza üşüşüyordu. Neden seninleyken aynısı olmuyor?"

"Fanus'ta kaç büyük grup var biliyor musun?" diye sorduğunda kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Hayır."

"Beş," diye yanıtladı beni. "Bu beş büyük grubun içinde Balık Ahmet'in grubu var mıydı?"

Toplasan iki elin parmağını geçmezdi bizim grubumuza üye olanlar. O yüzden hiç sanmıyordum. Yine de kemik bir kadromuz vardı.

"Ama Kovan bu beş büyük grubun içinde. Ben de liderlerden biriyim."

"Öylesin," diye yanıtladım ama konunun nereye gittiğinden emin değildim. Bizim nereye gittiğimizi ise bir Allah bir de Demir biliyordu. Hiçbir darbe almadan yolumuza devam etmekse aşırı havalıydı.

"Böyle büyük grupların liderleri, grup üyelerini öldürmekle zaman kaybetmezler. Ben daha büyük yemler peşindeyim."

Şimdi anlıyordum o insanların bize neden dokunmadıklarını. Demir birilerinin canını yakmaya gidiyordu. İnsanlar bunun farkındaydı. Belki de yoluna çıkarsa öleceklerini biliyorlardı. Liderlerin karşısına çıkılmaması gerektiğini öğrenmiş oldum.

FanusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin