61

659 51 3
                                    



Keyifli okumalar 🌸

Devlet binasına girmeden iki gün önce:

O gün Fanus'un güneyindeki fabrikalardan dönüyorum. Yapılan bir saldırı sonrası ihbar üzerine Kovan'dan ayrılmıştım. Kovan'a girdiğim sırada Barış'ın arabasının içinden cılız bir ışık gördüm. Arabaya biraz yaklaşınca içindeki kişinin Yağmur olduğunu gördüm.

Üstüm çamur içindeydi ve ayaklarıma dolan su beni iyiden iyiye rahatsız ediyordu. Sinirle arabaya doğru yöneldim. Tam o sırada Yağmur'un da ineceğini anlamıştım. Ondan önce davranıp arabanın kapısını açtım. Beni gördüğüne şaşırmıştı.

Gecenin karanlığında bile parıl parıl parlayan gözleri beni görünce korkuyla titredi. Ne zamandan beri benden korkuyordu? Onu korkutmak değil sadece sevmek istiyordum.

"Gidiyor muydun?" diye sordum sakince. Sakin olmaya özen gösterdim çünkü onun korkmasını istemedim.

Barış beni görünce arabadan indi. Ben de Yağmur'un inmesi için kenara çekildim ve nazik bir şekilde kapıyı biraz daha araladım. Gergin bir şekilde elindeki abur cubur paketlerini cebine sıkıştırdı. Tatlı bir çocuk gibiydi. Gülmek istedim.

Yine de Barış'ı görünce damarlarımda kabaran kıskançlığı görmemezlikten gelemezdim. Bu saatte ve bu soğukta onu dışarı çıkardığı için sinirlendim. Sıcak yatağında uyuyor olmalıydı.

"Ona daha iyi bir yerde yemek ısmarlamalıydın." Dik dik Barış'a baktım. "Bunu hak ediyor."

"Bunu yapabilirim." Barış arabasının önünde durdu ve ellerini eşofmanının cebine attı. "Daha uygun bir zamanda," diye de ekledi.

Yağmur'un yumuşak sesini duyunca içim ürperdi "Papaz'dan mı geliyorsun?" Onun varlığını yanımda hissetmem bile beni harekete geçirmeye yetiyordu.

"Fanus'un güneyindeki fabrikalardan dönüyorum. Neyse ki fazla bir kayıp yok. Birkaç gözcü yerleştirdik bu gece için. Ayrıca seninle konuşmam gereken birkaç konu var." Barış'a döndüm. Barış kaşlarını çattı.

Yağmur, "Ben de tam gidiyordum," diye araya girince bir yanım ne kadar ondan ayrılmak istemese de diğer yanım daha fazla soğukta durmaması gerektiğini söylüyordu. Sessiz bir "İyi geceler," dedikten sonra kaçar gibi Kovan'a girdi.

"Benimle ne konuşmak istiyorsun?" diye sordu Barış temkinli bir sesle.

"Odamda konuşalım," dedikten sonra birlikte odaya çıktık.

Çamurlu botlarımı çıkarıp bir köşeye bıraktım. Barış da tam karşımdaki koltuğa oturmuştu. "Kovan'a alışıyor musun?" diye sordum.

Belli belirsiz başını salladı. "Sanırım bu, burada kaldığım en uzun süre."

"Fakat bu sefer özel bir sebebi var gibi," dedim sakin olmaya çalışarak. Sinirlenip her şeyi mahvetmeye gerek yoktu.

Omuz silkti. "Birilerinin bana ihtiyacı var." Bunu bilerek söylediğine emindim. Kimden de bahsettiğini gayet iyi biliyordum.

Başımı salladım. "Bu süreçte Yağmur'la ilgilendiğin için teşekkür ederim." İçindeki kanın kaynadığını hissediyordum. "Ama," diye tekrar söze girdğimde bakışlarım değişti. Tek bir hamlede Barış'ın üzerinr atlayıp boğazını kesebilirdim. "Ama onu benden alacağına dair umutların varsa büyük bir hayal kırıklığına uğrayacağını söylemeliyim."

FanusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin