41

2.4K 203 39
                                    




Merhaba!
Yeni bölümü beğenmeyi unutmayın! Güzel yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar🌸


"Merheba, ben Hakan Ceylan."

Demir'le birbirimize baktık. İkimiz de sessiz bir şekilde dinliyorduk ama bir an önce konuşmam gerekiyordu. Demir telefonu elimden almak için uzandı ama geri çekildim.

İşaret parmağımı dudaklarıma götürerek susmasını işaret ettim. Onun bu işe karışmasını istemiyordum. Kafamı salladığımda kaşlarımı çatarak bana baktı.

Telefonu dudaklarıma yaklaştırdım ve konuştum. "Daha erken aramanı bekliyordum," dedim omuzlarımı dikleştirerek.

Hırıltılı gülüşü kulaklarımıza doldu. Gözlerimi bilinçsizce Demir'in yüzüne sabitlemiştim. O da direkt dudaklarıma bakıyordu tek bir kelimeyi dahi kaçırmak istemiyormuş gibi.

Kulağımın odağı ise telefondaki sesteydi. "Bilgilerine ulaşmak biraz zaman aldı Yağmur," dediğinde buz kestim. "Ama sonunda seni buldum."

Korkudan içim titriyordu ama dudaklarımın arasından çıkan sözler meydan okuyordu. "Bulmuş sayılmazsın," dedim umursamaz bir sesle. "Sevgili adamlarını karşılayamadığım için üzgünüm. Yanlış zamanda gelmişler."

Hışırtılı ses kulağıma dolduğunda Hakan'ın telefonu bir elinden diğer eline aldığını hayal ettim. "İkinci bir ziyaret istemiyorsan, çaldığın şeyi geri getir."

Demir aramızdaki mesafeyi bir adımla kapatırken yüzündeki karanlık ifade daha da belirginleşmişti. Kafamı tekrar salladım. Konuşmasını, hatta ses çıkarmasını istemiyordum.

"Sizi daha iyi ağırlamak isterdim ama ne yazık ki ikinci bir ziyaret daha olmayacak," dedim kendimden emin bir sesle.

Hakan bir süre sessiz kaldıktan sonra konuşmaya karar verdi. "Eğer istersem, tam şu an evine bir ordu adam yığarım." Sesi müthiş kaba ve keskindi.

Ağzından çıkan sözleri öyle inanarak söylemişti ki korkuyla camdan dışarı baktım. Yapabilir miydi? Gözlerimi hızla Demir'e çevirdiğimde kafasını salladı.

Yalan söylüyor, diye mırıldandı iki dudağını nazikçe oynatarak. Korkmamamı sağlamaya çalışıyordu. İnanma, dediğinde ben de kendimi toparlamak için zaman kolladım.

Güldüm. Bu sahte bir gülümsemeydi ve Demir'in ne kadar iyi rol yaptığımı görüyor olması beni biraz utandırmıştı. Telefonu tuttuğum elim titriyorken sesimin bir kez bile titrememesi tuhaftı.

"Elimde bir video var," dediğimde Demir kaşlarını çatarak bana baktı. "İnsanların, özellikle de nişanlının görmemesi gereken bir video."

Hakan sessiz kaldığında Demir de ne demek istediğimi anlamaya çalışıyordu. "Otel odasında yaşadıklarımız hakkında," dediğim de Demir'in iğneleyici bakışlarından kaçmak için arkama döndüm.

"Blöf yapıyorsun," diye mırıldandı Hakan oltaya düşmemek için çabalayan bir balık gibi. "O gece bir şey olmadığını çok net hatırlıyorum!" Sesindeki gizli öfke her an açığa çıkmaya hazırdı.

Cama doğru ilerledim ve dışarıya bir göz attım. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Bir anlığına Hakan'ın hangi gruba üye olduğunu merak ettim. Büyük gruplardan birine mi üyeydi? Elbette öyleydi. Zengin insanlar hayatlarını tehlikeye atmaktan hoşlanmazdı.

"Videoyu görmek ister misin?" dedim alaycı bir ses tonuyla. "Eğer istersen şirketinin mailine gönderebilirim."

Hiç beklemeden "Sakın," dediğinde oltaya düştüğünü anlamıştım. Sinirlenmişti ve sesi telaşlı geliyordu.

FanusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin