66

550 44 1
                                    




Keyifli okumalar 🌸


Demir gideli neredeyse on beş dakika olmuştu ama ben hala kapının önünde dikiliyordum. Gittiğinden emin olana kadar kapıyı açmamıştım. Soğuktan titreyen ellerimle kapının kolunu tuttum ve kilidi açtım. Kapıyı hafifçe araladım. Yerde duran eşyalara göz attım. Isıtıcı, yiyecek, battaniye ve bir telefon vardı.

Kapıyı biraz daha aralayıp eşyaları almak için eğildim. Önce telefonu elime aldığım anda başımı sert bir darbe aldım. Darbenin etkisiyle zonklayan beynim bir anlığına karardı ve inleyerek dizlerimin üzerine düştüm. Ellerimi yere dayadım. Parmaklarıma ensemden birkaç damla kan damladı.

Biri saçımdan tutup başımı sertçe geriye doğru çekince çığlık attım. Kar maskesi takmış bir adam yüzüme bakıyordu. Saçımdan tutarak beni içeri sürüklemeye başladı ve kapıyı kapattı. Debelenmeye, direnmeye çalıştım ama saçlarımdan birkaç tutam çoktan kopmuştu. Beni duvarın bir köşesine savurduğunda sırtım kirişe sertçe çarptı. Acıyla inledim. Başımı ellerimin arasına alarak cenin pozisyonuna girdim.

Silahın dış kapının dibinde duruyordu. Telefonum hala elimdeydi. Sıkıca tuttum. Adamın çamurlu ayakları bana doğru gelirken konuştu. "Kapıyı açman epey uzun sürdü. Neredeyse gidiyordum."

Kollarımın arasından adama baktım. Uzun boylu sayılmasa da iriydi. Tamamen siyah giyindiğinden karanlık odanın içinde bir gölgeyi andırıyordu. Toparlandım ve kendimi olabildiğince duvara yapıştırdım. "Sen de kimsin?" Başım öyle fena zonkluyordu ki konuşmakta zorlandım.

"Sen beni tanımazsın ama ben seni tanırım. Sana bir mesaj getirdim."

Belinden silahını çıkardığında artık durup beklemenin hiçbir anlamı yoktu. Adamın ayak bileğine güçlü bir tekme attım. Acıyla ayağını havaya kaldırdı ve zıpladı. Emekleyerek yanından geçtim ve silaha uzanmaya çalıştım ama belime yediğim bir tekmeyle karnım yere çarptı. Yeni iyileşen vücuduma tekrar bir şey olur korkusuyla hareketsiz kaldım. Adam yanıma eğilip silahın soğuk namlusunu başıma dayayınca nefesim kesildi.

"Serkan'ın selamı var."

Serkan beni öldürmesi için birini mi göndermişti? Kendisinin gelmeye cesareti mi yoktu yoksa gelecek durumda mı değildi? Kolumu saniyeler içinde uzatıp kendi silahımı kaptım ve hızlıca sırtüstü dönüp ateş ettim.

Adam da benimle aynı anda ateş etti fakat ondan önce davranarak vücudumu son anda yana kaydırdım. Merminin kafama isabet etmesinden kurtuldum. Silahın kulağımın dibinde patlamasıyla tiz bir çınlama sesi meydana geldi. Karşımdaki adam o kadar şanslı değildi. Kolunu tuttu. Mermi onun kolunu hafif parçalamıştı. Bir el daha ateş ettiğimde sinirle bağırdı. Fakat ben hiçbir şey duymuyordum.

Ayağa kalktım ve kendimi odadan dışarı attım. Hiç vakit kaybetmeden merdivenlere koştum. Bir anlığına arkama dönüp baktığımda adam çoktan ayaklanıp peşime düşmüştü. Silahını tekrar ateşledi ama ben hiçbir şey duymadım.

Hızlıca merdivenlerden indim. Girişe vardığımda tekrar arkama baktım. Kimse yoktu ama saniyeler sonra burada olacağından emin olarak tekrar koşmaya başladım. Tam önüme dönüp harekete geçecektim ki biri beni kollarımdan yakaladı. Dehşetle çığlık atıp çırpınmaya başladım. Kendi sesim bana bir uğultu gibi geliyordu. Hemen beni tutan kişiyi görmek için gözlerimi açtım.

Demir tam karşımda bana korkuyla bakıyordu. Dudaklarını oynatmasından bir şeyler dediğini algılıyordum ama ne dediğini duyamıyordum. Sesi bana cılız bir radyo frekansını andırdı. Dudaklarını okumaya çalıştım.

FanusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin