32

2.5K 207 168
                                    




"Beni arıyorlar," dedim korkuyla. Az önceki sözlerim uçup gitmişti. "Beni öldürecekler."

Demir söylediklerime anlam vermeye çalıştı. Bana sarılmaya son verdi ve yüz üstü yerde yatan cesedin omzundan tutup sırt üstü yatırdı.

Elimle yerde yatan adamı gösteriyordum ama ne yaptığımın ben bile farkında değildim. Demir, adamın üzerini aramaya başladı.

"Omzu," dedim kendimi zorlayarak.

Demir, adamın ceketini çıkardı ve tişörtünü yukarı doğru sıyırdı. Ve ikimiz de dövmeyi gördük. İçi siyah mürekkeple dolu bir maça dövmesi vardı.

"Amcası olduğunu söyledi," dedim. Yine aileden birini öldürmüştüm ve ödeyeceğim bedel iki katına çıkmıştı. Beni her an avlayabilirlerdi.

Evin koridorundaki ayak izleri arttı ve içeri gruptan birkaç kişi girdi. Büyük ihtimalle Demir'i arıyorlardı ama yerde yatan cesedi görünce hepsi şaşırdı.

Demir, adamın cebinden cüzdanını ve silahını aldıktan sonra "Halledin," diye emir verdi içeridekilere.

Daha sonra yanıma geldi ve ellerini koltuk altımdan geçirip beni yerden kaldırdı. Üstüm başım toz içindeydi ve saçlarım kan kokuyordu. Elimin kana bulanmış çamur artık kurumuştu.

"Gidelim," dedi ve yürümeme yardımcı oldu. Birlikte evden çıktık ve bizi bekleyen arabaya bindik. Şoför koltuğuna Demir geçmişti. Üzerimdeki şok yavaş yavaş bir etkisini yitiriyordu ve ben ne yaptığımın farkında varmaya başlamıştım.

"İyi misin?" diye sordu Demir bir saniyeliğine beni inceledikten sonra.

Başımı salladım ve kapının cebinde duran şişeyi elime aldım. Boğazım kurumuştu. Birkaç yudumluk su ile kuruyan boğazımı ıslattım.

"Sana ne söyledi?" dedi Demir yoldan gözünü ayırmadan.

"Onun Kovan'dan olduğunu düşündüm. Yani öyle söyledi," dedim hatırlamaya çalışarak. "Bana yardım edecekti ve evde birini gördüğünü söyledi."

Ellerimle yüzümü ovuşturdum. "Sonra eve girdik. Amcasının oğlunu öldürdüğümü ve intikam almak için geldiğini söyledi."

"İntikam mı?" dedi Demir kaşlarını çatarak.

"Beni buldular," dedim telaşla. "Onlar için bir av olacağım." Kötü sahneleri gözümden atmak için gözlerimi sıkıca kapattım.

Dizimin üzerinde duran elimi Demir tuttuğunda ne yapacağımı şaşırmıştım. Hızla gözlerimi açıp Demir'e baktım ama o yola bakmaya devam ediyordu. Elimi çekmedim. Kendimi daha rahat hissediyordum.

"Halledeceğim," dedi Demir. Belki beni rahatlatmak için söylüyordu.

"Nasıl?" diye sordum merakla.

Bileğimi bir iki kere okşadıktan sonra, "Merak etme. Sadece sıcak bir duş al ve dinlen."

Alanda durduk. Etrafta birkaç insandan başka kimse yoktu. Hava kararmaya yüz tutmuştu çoktan. "Teşekkür ederim geldiğin için," dedik minnet dolu bir sesle.

"Anladım ki," dedi Demir bana dönerek. "Bana ihtiyacın yok. Ben gelmeden önce onu çoktan alt etmiştin."

"Evet ama..." Demir'in ne demek istediğini anlıyordum ama "Ben bunu yapmak istemiyorum," dedim üzülerek. "Birilerini öldürmek istemiyorum." Kendimi hayal kırıklığına uğratmıştım. Bu benim, ikinci seferimdi ve tuhaf hissediyordum.

"Yapmak zorundasın Yağmur," dedi Demir beni inandırmaya yetecek ses tonuyla. "Eğer yapmazsan, bir gün ölen sen olacaksın. Hayatta kalmak için elinden gelenin daha fazlasını yapmalısın. Tıpkı bugün yaptığın gibi."

FanusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin