Merhaba! Umarım yeni bölümü keyifle okursunuz. Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın. Keyifli okumalar! 🌸603 numaralı odanın önünde durdum.
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Kapıya tıklatmak için kolumu kaldırdığımda aniden durdum ve geri çekildim.
Resepsiyondan gizlice geçmiştim ve asansör kullanmadan direkt merdivenlere yönelerek 6. kata kadar çıkmıştım. Şimdi ise hızlı ve kararlı hareket etmeliydim.
Her an fark edilme ihtimalim vardı. Resepsiyondaki kadının bir anlık dikkatsizliğinden faydalanmış olabilirdim ama her yerde kameralar vardı ve beni her an yakalayabilirlerdi.
Birkaç saniye nefesimin düzelmesini bekledim. Gerginlikten mi yoksa 6. kata kadar koştuğum için mi kalbim bu kadar hızlı atıyordu bilmiyordum da ikisinin etkisi de büyüktü.
Tek yapmam gereken kapıyı çalmak ve içerideki kişinin kim olduğunu öğrenmekti. Ama benim için asıl sorun içerideki kişinin Anıl olabilme ihtimaliydi.
Eğer kapıyı açan kişi Anıl olursa ne yapacaktım? Beni gördüğüne şaşıracaktı ve içeri davet edecekti. Ona olan bitenleri anlatmalıydım. Ama burada ne kadar uzun kalırsam Demir'in otele girmesi o kadar hızlı olurdu.
Ona şu an gerçekleri söyleyemezdim. Yine de elimi çabuk tutmam gerektiğinin farkındaydım. Daha fazla beklemeden ve daha fazla düşünmeden kapıyı çaldım. Sonuçta bütün bu olanlardan ben sorumlu değildim. Korkmamalıydım ve benden istenilenleri yapmalıydım.
İçten içe içeride kimsenin olmamasını dilerken kapının ardından bir ses duydum. Yalpalayarak yürüyen ayak sesleri birbirini izledi. Daha sonra kapının önünde durmuş olacak ki ses kesildi.
İçeriden bir ses "Kim o?" dediğinde kulaklarımı diktim. Daha önce duymuş olduğum bir ses olup olmadığımı kafamda tartmaya çalışıyordum ama ses o kadar boğuk geliyordu ki kime ait olduğundan emin değildim.
Kulağımı kapıya daha çok yaklaştırdım. "Sizin için bir paketim var," diye salladım. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Yine de sesi tekrar duymak istedim.
"Ben bir şey sipariş etmedim," dedi ses bağırarak. İçerideki bir kadın mıydı? Sesin önünde o kadar engel vardı ki Anıl'ın sesini ayırt edemiyordum ve edebilecek durumda da değildim.
"Özel sipariş," diye ısrar ettim ve kapıyı tekrar çaldım.
Kapının kilidi açıldığında sanki zaman kendini aniden ağır çekime almıştı. Kapının kolu yavaşça aşağıya indi ve kapı geriye doğru açılırken kapının ardında kimin olduğunu görmek için sabırsızlanıyordum.
Karşıma çıkan kişiyi gördüğümde kaşlarımı çattım. Bu bir kamera şakası falan olmalıydı. Geri adım atıp odanın numarasını kontrol ettim. 603.
Karşımdaki bir kadındı ve onu daha önce görmüştüm. Otel odasındayken, Demir'le aynı odada kalan kadındı bu. Üzerinde yine çok şık bir kıyafet vardı ve süsü yerindeydi.
Ne diyeceğimi bilmiyordum. Kadın yüzüme tuhaf tuhaf bakarken ben kıpkırmızı olmuştum. Onun burada ne işi vardı.
Gözlerimi kadının yüzünden ayırıp içeriye kaçamak bir göz attım ama yalnız gibiydi. Burnuma kadar gelen içki kokusunu aldım.
"Evet?" dedi kadın durumun saçmalığının farkına vararak.
Kendimi toplarlamaya çalıştım ve "Sanırım yanlış oda. Kusura bakmayın," dedim telaşla ve geldiğim yöne doğru döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fanus
ActionNice ölüler, nice ölümler gördüm. Çoğu çığlık çığlığa son bulurken, pek azı sessizce olup bitti. Bazılarının ruhu bedenden ayrılıp gökyüzüne süzüldü. Kimininse ruhu yaşayan bedeninde can verdi. Gördüğüm ilk ölüm değildi bu. Sonuncusu ise hiç değild...