Yorum yapmayı ve beğenmeyi unuymayın!
Keyifli okumalar🌸Anıl'ın buluşmak istediği yer, şehrin uzağındaki Orban kasabasına yakın terkedilmiş bir köprünün altıydı. Arabamı köprünün ıssız yoluna soktuğumda Anıl'ın arabası çoktan oradaydı.
Anıl arabamı gördüğünde kendi arabasından indi. Ben de kolayca çıkabileceğim bir şekilde arabamı park ettikten sonra aşağı indim.
"Selam," dedi gözlerini kısıp bana bakarak. Bugün hava güneşliydi ve bunaltıcı bi hava vardı.
"Selam, naber?" diye sorduğumda belli belirsiz omzunu sallamakla yetindi.
"Gelmeni beklemiyordum," dediğinde kaşlarımı çattım.
"Neden?" diye sordum soluk bir gülümsemeyle.
Anıl bir süre durdu ve aklındaki cümleleri toparlamaya çalıştı. Daha sonra konuşmaya emin olduğunda "Dün gece beni aradığını duydum," dediğinde biraz gerilmiştim ama kendimi ele vermemeye çalıştım.
Aniden konuya girmesi, onun da benim gibi acelesi olduğunu gösteriyordu. "Haberleri duymuşsundur," dediğimde başını salladı. "Görevimi yapıyordum. Seni arıyorlar," dedim isteksiz bir sesle.
Anıl ellerini kot pantolonun cebine koydu ve ayağının ucundaki taşa hafifçe vurdu. "Haberler tez yayılıyor." Kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı ve dudağını hafifçe ısırdı. Keyifsizdi.
"Planından kimseye bahsetmedim," dedim telaşla. Benden şüphelenme ihtimali yüzde seksenden bile daha fazlaydı.
Güldü. "Biliyorum," dedi içtenlikle. Kaşlarımı çattım. "Sana söylediğimde onlar çoktan öğrenmişti bile."
"Öyle mi?" diye sordum ama cevap vermedi.
"Beni öğrenmedikleri ya da yakalamadıkları sürede plan işlemeye devam edecek. Bu büyük bir plan Yağmur."
Gözlerimi kaçırdım. Demir planın başındaki kişinin Anıl olduğunu biliyordu. Bunu Anıl'a söyleyip söylememek konusunda kararsız kalmış gibi hissediyordum ama içten içe söyleyemeyeceğimi de biliyordum.
"Beni yakalarlarsa eğer her şey mahvolur. Sana sunduğum teklifi düşündün mü? Eğer benimle birlikte olursan planın ikinci ayağı olabilirsin ve Fanus'taki bütün gruplardan daha büyük bir gruba sahip oluruz."
Sesi, hareketleri, yüz ifadesi o kadar heyecanlıydı ki konuşurken aramızdaki mesafeyi farkında olmadan kapatmıştı bile.
"Düşünmeye fırsatım olmadı henüz," dedim kendimi biraz geri çekerek. "Yoğundum ama düşüneceğim. En kısa zamanda," dediğimde yüzü düştü.
Başını salladı. "Sana güveniyorum Yağmur. Dün gece beni ele vermediğin için teşekkür etmek istedim."
Peki ya ben Anıl'a güveniyor muydum? "Otel odasına gittiğimde otelde bir kadın vardı," dediğimde sorumu tamamlamama gerek kalmamıştı.
Anıl ne sorduğumu çoktan anlamış gibi "O kadın," diye söze girdi. "Kaybolmuşlardan biri," dediğinde gözlerini benden kaçırdı.
O kadının Serkan'ın teyzesi olduğunu biliyor muydu? Ya da o kadını tanımadığımı sanarak bana kaçamak cevaplar veriyordu.
Başımı salladım. "Şimdi gitmem gerekiyor, seni en kısa zamanda arayacağım."
Arabama bindim ve köprüden ayrıldım. Çok vakit kaybetmeden HALL'e gitmiştim. Bugün çalışmalıydım ve en kısa zamanda kendime yeni bir ev bakmalıydım. Otelde kalmak Demir için ve benim için de sıkıcı bir hal almaya başlamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fanus
ActionNice ölüler, nice ölümler gördüm. Çoğu çığlık çığlığa son bulurken, pek azı sessizce olup bitti. Bazılarının ruhu bedenden ayrılıp gökyüzüne süzüldü. Kimininse ruhu yaşayan bedeninde can verdi. Gördüğüm ilk ölüm değildi bu. Sonuncusu ise hiç değild...