Sway

Chapter Three

Multimedia:
Masked wolf- Astronaut in the ocean.
××××××××××××××××××××

"Şimdi sana araba bakmaya gidelim istersen?" Dedi Selim Ela'nın yüzüne bakarak.

Ela biraz düşünüp Selim'in dediğini onayladı. Selim hesabı ödedikten sonra kalkmışlardı.

Ela Türkiye'ye geleli iki hafta olmuştu. Onlar da fırsat buldukça buluşuyorlardı.
Arabaya bindiklerinde, Selim Ela'ya dönüp, "Nasıl bir şey düşünüyorsun?" Diye sordu.

Ela dudaklarını hafifçe büzerek bilmediğini ifade etti. "Mini Cooper istiyorum, ama bir bakalım önce."

"Tamam, gidelim bakalım." Demişti Selim, arabayı çalıştırırken. Kısa bir yolculuktan sonra galeriye ulaştıklarında, kemerlerini çözüp arabadan indiler.

Yanlarına galerinin çalışanlardan biri gelerek, "Hoş geldiniz, efendim. Mehmet ben, size nasıl yardımcı olabilirim?" Demişti.

"Hoş bulduk. Mini Cooper'lere bakabilir miyiz?" Dedi Selim adama cevap olarak.

Adam, "Tabii, şöyle buyurun." Deyip onları eliyle yönlendirdi.

"Hadi, güzelim." Dedi Selim Ela'yı belinden hafifçe ittirerek.

Mini Cooper'lerin olduğu yere girdikleri an, Ela'nın gözüne Countryman takılmıştı.

"Bu arabanın özeliklerini anlatır mısınız?" Diye sordu adama dönüp.

"Harika bir seçim, 1499 cc'si var, motor gücü 136 hp, otomatik bir araba ve yakıt olarak benzin kullanılıyor, fiyatı ise ****** T.L." Diye kısaca anlattı.

"Hangi renkler var?" Diye ilgiyle sormuştu Ela. Arabayı gerçekten çok beğenmişti. Fiyatı biraz pahalı olsa da güzel bir arabaydı.

"Beyaz, kırmızı, gri ve siyah." Diyerek cevaplamıştı adam.

Ela Selim'e dönüp baktı fikrini sorar gibi. Selim gözleri ile onaylayıp beğendiğini gösterdi.

"Tamam, o zaman biz siyah olanından istiyoruz." Diye konuştu Selim. Kardeşine sorma gereği duymamıştı çünkü zaten siyahı seçeceğine emindi. Ela kardeşinin kendisini böyle iyi tanımasına gülümsedi.

"Şöyle buyurun." Dedi Mehmet eliyle ofisini işaret ederek. Kısa bir süre içinde tüm işlemleri halletmiş ve arabanın anahtarını almışlardı.

Ela heyecanla gülümsedi. Arabaları ve arabalarla ilgili olan her şeyi çok seviyordu.

"Hadi bakalım, Ela hanım, gezdirin bizi arabanızla." Dedi Selim genç kadının heyecanına gülerek.

"Buyurun gezdirelim, Selim beycim." Diye konuştu Ela genişçe bir gülümseme eşliğinde. Arabayla birkaç tur atıp yemek yemek için bir restoran önüne durdular.

"Çok acıktım, kahvaltı ettikten sonra hiç bir şey yemedim. Düşüp bayılacağım şimdi." Dedi Selim elini alnına koyup.

"Abart, Selim, abart, biraz daha abart." Demişti Ela alayla. Selim trip atar gibi yüzünü çevirip Ela'yı arkasında bırakarak restoranının içine girdi. Ela yaptığına gülüp ona yetişti. Koluna girerek, "Senin istediğini yiyelim bugün." Dedi şirin bir sesle ve başını omzuna yasladı. Selim bu gönül alma taktiğne gülüp kardeşinin omzunda olan başından öpmüştü.

Oturacakları masaya vardıklarında, Selim kibarlığını konuşturup Ela'nın sandalyesini çekti. "Teşekkür ederim." Dedi Ela gülümseyerek.

"Ne demek, efendim, lütfen." Deyip yanına oturdu Selim.