Chapter Twelve

1K 85 64
                                    

Multimedia:
Son Feci Bisiklet - Bilirim
×××××××××××××××××××
Ela Leyl Karataş...

Ege'nin dedikleri gözlerimi kocaman açmama sebep olurken, ağzım açık ona döndüm. Beni daha fazla şaşırtan şey ise onun şaşkın şaşkın bakışlarıydı.

Ağızımı oynatarak sesizce konuştum. "Ne yapıyorsun?" O da benim gibi yapıp kaşlarını hayretle kaldırdı. "Bilmiyorum ki."

Nefesimi verip bakışlarımı babama çevirdim. Bende olan bakışları öyle buruktu ki, ağlayasım gelmişti. "Kızım razı ise, bana söz düşmez." Dediğinde, insanlar içinde ağlamamak için gözlerimi gözlerinden kaçırdım. Yine aynı buruklukla gülümsedi.

Gözlerimin dolmaması için kendimi sıkarken, bakışlarım Selim'e kaydı. Kaşları hafif çatılmış olayları adlandırmaya çalışıyordu. Kaş göz yaparak baktı bana. Dudağımı ısıra ısıra omuz silktim.

Annelerden de onaylayan mırıltılar çıktığında, babam ayağa kalkıp, "Ben bir lavaboya gideyim." Dedi ve salondan çıktı.

"Hazırlıklara başlamalıyız o halde. Bunun salonu var, davetiyesi var, elbisesi var, bohçası var. Var da var yani." Selin teyze'nin dediğini annem onayladı.

Bu ikili yan yana geldiğinde, olacakların hayal ettiğimden daha yorucu olacağından emindim.

Sen yardımcımız ol yarrabi.

××××××××××××××××××
3 hafta sonra....

"Anne, Allah'ını seviyorsan yeter. Çok yoruldum. Bütün mağazaları gezdik. Bir oturup soluklanalım lütfen." Dedim anneme adeta yalvararak. Beni ne kadar taktığı ise muammaydı.

"Son mağaza, sonrasında ben eve gideceğim sen Ömer'le kuyumcuya gideceksiniz. Onunla oturursunuz." Dedi, bana bakmayıp gireceği mağazaya bakarken.

Yüzümü elime saklayıp rahatlamak için küçük bir çığlık attım. Elimi yüzümden çekip gülümsedim. "Sakinim, gayet sakinim, çok sakinim." Dedim kendi kendime. Derin bir nefes alıp çoktan mağazaya girmiş olan annemi takip ettim.

Annemin gösterdiği elbiseler o kadar çok şaşalıydı ki, gözlerim yoruluyordu. Benim gösterdiklerimi de ona göre sade oldukları için beğenmiyordu, ve bu böyle sonsuz bir döngü olarak devam ediyordu.

"Aa, Ela! Gel bir bak şuna." Dedi annem fazla abartılı bir şekilde. Yanına vardığımda, gördüğüm elbise nişan için değil de belki bir kına elbisesiydi.

Dalga geçiyorsun canım?

"Dalga mı geçiyorsun canım?" Dedim. Dediğimi fark edip gözlerimi kocaman açtım. "Ay affedersin, anne. Ama bu ne yani? Şaka mı yapıyorsun?"

"Şaka yapıyorum tabii ki. Her şeyi bu kadar ciddiye alma, kızım. Relax baby." Deyip kısık sesle güldü beni arkasında bırakarak. Gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırdım. "Allah Allah, ne oldu bu kadına böyle?" (Rahatla bebeğim.)

Biraz daha mağazada gezindikten sonra kapıdan çıkmadan önce gözüme çarpan o elbiseye hayranlıkla baktım. Başımı anneme çevirdiğimde, "Bu elbise güzel. Ben beğendim. Git bir dene hadi." Dedi. Ben de adeta uçarak kabine girdim.

Elbise üzerimde çok güzel durmuştu. Anneme çıkıp gösterdiğimde, gözleri dolmuş, biraz duygulanmış ve bana çok güzel göründüğümü söylemişti.

Elbiseyi almaya karar verip kabineye çıkarmak için tekrar gittim. Anneme parasını ödemesi için verdim ve üstümü giyindim. Gözlerim saatime kaydığında, Ege'nin gelmesine az kaldığını görmüştüm.

SwayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin