Chapter Twenty-Six

1K 80 29
                                    

Multimedia:.
Son feci bisiklet - Bu Kız
××××××××××××××××××××××
Ömer Ege Yenilmez...

"Yok, kardeşim, bilet bulamadım. Hepsi bitmiş." Dedi sinirle telefondaki Selim.

Yaklaşık iki hafta sonra olacak Galatasaray maçının biletlerini arıyorduk her yerde, fakat maalesef hiçbir yerde bulamamıştık.

Bu durum en az Selim kadar benim de canımı sıkıyordu. O maç şampiyonluk maçıydı, ve biz Selim'le böyle önemli maçları hiçbir zaman kaçırmamıştık.

Oflayarak Selim'i yanıtladım. "Tamam, Selim. Ne yapabiliriz yani? Evde izleriz artık, yapcak bir şey yok."

"Her neyse, bugün bir planın falan var mı?" Dediğinde, başımı sanki görecekmiş gibi iki yana salladım.

"Hayır yok. Bize gelsene bugün." Diyerek ona teklif sunmuştum.

"Bilmiyorum, işten sonra belki uğrarım. Bakarız yani." Dedi sonra hızlıca ekledi. "Görüşürüz şimdi. Önemli bir toplantım var."

"Görüşürüz."

Telefonumu masaya bırakıp Selim aramadan önce tamamlamaya çalıştığım çizime geri döndüm.

Birkaç şeyi de imzalayarak telefonumu almış ve Leyl'in odasına gitmek üzere odamdan çıkmıştım. Kapıyı tıklatıp içeriden cevap bekledim.

Naif sesi kulaklarımı doldurdu. "Gelebilirsiniz."

Kapıyı açarak içeri girdiğimde, başını bilgisayardan çekip gözlerini bana değdirdi. Ben olduğumu görünce, dudakları hemen kıvrılmıştı. "Ege?" Dedi gözlerime bakarak.

"Leyl hanım, eğer müsaitseniz, terasta birlikte kahve içebilir miyiz acaba?" Dedim ellerimi arkamda birleştirip.

Önündeki laptopu kapattı ve ayağa kalktı. "Seve seve, Ege bey." Demişti, yanıma geldiğinde.

Kapıyı açıp ona öncelik tanıyarak geçmesini beklemiştim. Yan yana terasa geçip insanlardan uzak bir yere oturduk. Kahvelerimiz geldiğinde, Leyl kahvesini eline alarak konuşmaya başladı.

"Sahi, ne yaptınız bilet işini? Bulabildiniz mi?"

Başımı olumsuzca salladım. "Yok, bulamamış Selim bir şey. Hepsi bitmiş."

"Kötü olmuş. Hiçbir maç kaçırmazdınız siz." Dedi kahveden bir yudum alarak.

"Evet, bir tane şampiyonluk maçını kaçırmamıştık. Ne yapalım artık, olan oldu." Devam ettim. "Bir de Selim gelebilir bugün bize."

"Ya, gelsin onu bir süredir görmemiştim. Özledim." Dedi gülümseyip.

Bir süre daha sohbet ederek kahvelerimizi bitirdik ve odalarımıza dağıldık.

Sonunda saat altıyı gösterdiğinde, çıkış saati de gelmişti. Her gün olduğu gibi Leyl'in odasına giderek onunla birlikte arabaya binmek için otoparka inmiştik.

Eve vardığımızda, Leyl kapıyı anahtarıyla açtı ve içeriye girip montunu asarak hemen yukarıya yöneldi. Ben de odama gidip üstümü değiştirmiş ve tekrar aşağıya inmiştim.

Kısa bir süre sonra Leyl de üstünü değiştirmiş, saçını bir topuz olarak toplamış bir şekilde salona gelmişti. "Ben şimdi yemek hazırlayacağım da, aklıma bir şey gelmiyor."

"Seni fazla yormayacak bir şey yapsan daha iyi bence. Makarna mesela, sonuçta gelen Selim yani, yabancı biri değil." Sonra gitmesini engelledim. "Ya da dur, yemek yapma bugün. Dışarıdan söyleyelim, ne dersin?"

SwayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin