Multimedia: .
Ne Jupiter - Gökyüzüm Siyah Olsa Da
××××××××××××××××××××××××××××××
Ömer Ege Yenilmez - Ertesi gün...Leyl'in yanına girmek için heycanla hazırlanıp hemşirenin kartı okutmasını beklerken, elimdeki kitabı sıkı sıkıya tutuyordum.
İçeri girdiğimde, perdeyi çekip sandalyeyi yatağa yaklaştırarak oturdum. "Merhaba, güzel sevgilim. Ben geldim." Dedim, elini tutup üstüne bir öpücük bırakırken.
"Doktor beni duyma ihtimalin olduğunu söyledi. Nasıl mutlu oldum, anlatamam. Sonra süreyi biraz uzatması için resmen yalvardım. Ve sonuç her gün yanında otuz dakika kalabileceğim." Diye konuştum neşeli çıkarmaya çalıştığım sesimle.
"En sevdiğin kitabı getirdim, Çalıkuşu. Madem beni duyabilirsin, dedim niye okumayayım." Demiştim, kitabın kapağını açarken.
Derin bir nefes alarak kitabın ilk cümlesini okudum. "Dördüncü sınıftaydım..."
Ben Leyl'e kitabı okumaya dalmışken, hemşirenin sesini duymuştum. "Ömer bey, süre bitti."
"Peki, çıkıyorum." Deyip hızla kitabı kapatarak yerimden kalktım. Eğilip dudaklarımı Leyl'in yanağına bastırmış ve küçük bir öpücük bırakmıştım. "Yine geleceğim, sevgilim. Seni seviyorum."
×××××××××××××××××××××××××××××××
3 gün sonra...Mescitten çıkarak tekrar yoğun bakımın olduğu kata gittim. Öğlendi ve az sonra Leyl'in yanına gidecektim. Selim kısa bir süre önce gelmişti. İki gündür burada benimle kalmış, hiç eve gitmemişti. Onu dün gece evine zar zor gitmeyi ikna etmiştim.
Yanına gittiğimde, telefonda konuştuğunu görmüştüm. "Deniz, bir sakin olur musun? Sana söyleseydim ne yapacaktın? Beklemeden buraya gelecektin, ve bunun Ela'ya hiçbir faydası olmayacak."
Deniz daha bir hafta önce İzmir'e gittiği için tekrar gelmesini istemeyip durumu ona anlatamamıştık, ama belli ki Mehtap anne anlatmış.
"Bana söylemen gerekiyordu! O benim de kardeşim. Orada olmalıydım." Dedi Deniz oldukça yüksek ve sinirli bir sesle.
"Güzelim benim, bir dinle. Hastanede kimse kalmıyor, sadece Ömer kalıyor. Sen gelip ne yapacaktın? Hı? Uyandığı zaman seni ararız, o zaman gelirsin, tamam mı?"
"Tamam." Dedi Deniz sonunda.
Telefonu kapatarak yanıma oturdu Selim. "Çok sinirlendi."
"Fark ettim." Dedim başımı sallayarak.
"Eve gitmeyi düşünmüyor musun?" Diye sordu.
"Hayır, buradan gitmeyeceğim." Dediğimde, elini omuzuma koydu.
"Ömer, evde kal demiyorum zaten. Sadece gidip bir duş al, üstünü falan değiştir, sonra tekrar gel." Dedi.
Nefesimi sessizce verdim. Yaklaşık beş gündür hastaneden hiç çıkmamıştım. Selim bana kıyafet getiriyor, ben de tuvalette üstümü değiştiriyordum. "Tamam. İki saatliğine gidip geleceğim en fazla. Sen buradan ayrılma."
"Merak etme. Buradayım ben." Dediğinde, omuzuna iki kere vurup yerimden kalktım.
Hastaneden çıkarak arabama binmiş ve eve sürmüştüm. Arabadan inip evin kapısını derin bir nefes alarak açtım. Ayakkabımı çıkarmış ve Leyl'in kokusuyla sarılmış olan evdeki yatak odamıza çıkmıştım.
Kendime siyah bir tişört ve aynı renkten bir pantalon çıkarıp yatağa koydum. Banyoya girip hızlı bir duş aldıktan sonra tuvaletten çıkarak odaya girmiş ve çıkardığım kıyafetleri üstüme giymiştim. Yatağa uzanıp gözlerimi biraz dinlendirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sway
Romance(Tamamlanmıştır.) " When marimba rhythms starts to play. Dance with me, Make me sway. Like a lazy ocean hugs the shore. Hold me close, Sway me more.' Yavaşça sallanmaya başladık göz göze. Benim elerim omzunda duruyor, onun elleri ise belimi sıkıc...