Chapter Five

1.3K 108 122
                                    

Multimedia:

Adamlar- Sarılırım birine

×××××××××××××××××××××
Ömer Ege Yenilmez...

"Evlenmeni istiyorum."

"Pardon?" Dedim kaşlarımı çatıp. Ne diyordu bu adam Allah aşkına?

"Duydun işte." Derken, önündeki dosyaya çevirmişti gözlerini.

Adamdaki rahatlığa bak, sanki maç sonucunu konuşuyoruz.

"Ne evlenmesi, baba?" Dedim şaşkınlıkla. İlk defa böyle bir konu hakkında konuşuyordu benimle.

"Evlilik büyük bir sorumluluk, şirketi yönetmek de öyle." Dediğinde, dirseğimi masaya koyup yüzümü elime yasladım. "Eee?"

"Ee'si, artık evlenmen gerek."

Tek kaşım anlamazca kalktı. "Gerek?"

"Evet, gerek. Kaç yaşına geldin, Ömer."

"Yirmi altı?" Diye cevapladım düşünmeden. Babam gözlerini kağıtlardan çekip bana çevirerek 'Cidden mi?' dercesine bakmıştı.

"Onu ben de biliyorum, canım oğlum." Dedi sakin bir şekilde. Ellerini masanın üzerinde birleştirip derin bir nefes aldı. "Demek istediğim, ben senin yaşındayken, kolumda seni taşıyordum."

"Ne yapmamı istiyorsun yani, baba? Maşallah sana o zaman." Dedim omuz silkerek.

"Evlenmeni istiyorum dedim ya, Ömer?" Dedi sanki her gün gündemimizde olan sıradan bir konudan bahsedermiş gibi.

Yüzüne hala şaşkın şaşkın bakıyordum ve o bunu hiç takmıyordu. Gözlerimi yumup kendime düşünmek için beş saniye verdim.

En iyisi dalga vurmak.

"Peki, babacım. Var mı aklında bir gelin adayı?" Diye sordum alay barındıran bir sesle.

"He, var." Dedi başını sallayıp. "Var da, o kız sana bakar mı? Sorun bu." Diye devam ettiğinde, aklımı yokladım.

Yok. Bana bakmayacak kız tanımıyoruz.

Ego! Ego! Ego!

Ego değil ki bu, gerçekler.

"Ve evet, sevgili oğlum. Hayallerini yıkmak istemezdim ama, sana bakmayacak kızlar da var ne yazık ki." Dedi babam aklımdan geçeni okumuş gibi. "Bu işi dalgaya alırsan, anca hayalinde görürsün bu şirketin başına geçmeyi." Diye eklemişti sonra.

"E ama emekli olduğunda kim geçecek yerine? Başka çocuğun yok, ablam da doktor ne yazık ki. Yine ben kalıyorum." Derken, kendimden emin bir şekilde gülümsemiştim.

Babam da kocaman gülümsedi. "Merak etme, çocuğum. Yerime geçecek bir CEO bulmak çok zor olmasa gerek."

Belli ki bu konuda çok ciddiydi. Şimdi kendi haline bıraksam daha iyi olacak gibiydi. Ellerimle yüzümü sıvazladım ve derin bir nefes aldım. "O zaman, odamdayım ben, baba." Deyip oturduğum yerden kalktım.

"Güle güle, oğlum. Kapıyı kapat giderken." Demişti yüzünü dosyalardan kaldırmayarak.

Başımı iki yana sallayıp odadan çıktım. Odama doğru adımlarken, telefonumu cebimden çıkarmıştım. Selim'in numarasını tuşlayarak odadan içeri girdim ve sandalyeme oturdum.

"Efendim?" Demişti, açtığında. Pek nazik biri.

"Neredesin?" Dedim önümdeki laptopu açarak.

"Çok iyiyim, Ömer kardeşim. Sen nasılsın?" Diyerek iğneleyici bir şekilde konuştu.

SwayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin