Multimedia:
Özdemir Erdoğan - Bana Ellerini Ver.
×××××××××××××××××××××
Ege: Leyl.(02:47)
Ege: Bugün yaptığım seni rahatsız ettiyse,(02:47)
Ege: Çok özür dilerim.(02:48)
Ege: Bir daha senin izinin olmadan sana asla dokunmam. Bundan şüphen olmasın.(02:48)
Ege: Tekrar çok özür dilerim.(02:50)
Ege: İyi geceler.(02:53)Sabah namazını kılmak için kalktığı sırada, okuduğu mesajlar derin bir nefes almasına sebep olmuştu. Garip bir şekilde Ömer Ege'nin yaptığından ne rahatsız hissetmiş ne de kızmıştı. Ne hissettiğimi de bilmiyordu açıkçası. Sadece çok garip ve karışıktı.
Gül güzeli: İyi geceler, Ege. (04:05)
Diğer mesajlara nasıl cevap vereceğini bilemeyip sadece son mesaja cevap vermişti. 'Yüz yüze geldiğimizde, belki kızgın olmadığımı anlatırdım.' Diye geçirdi içinden.
Namazını kılıp yatağına geri dönerek yorganı çenesine kadar çekti. Yarın 29 aralık, düğün günüydü. Hayat ona hiç yapmam dediği şeyleri yaptırıyordu. Asla evlenmem diyordu, yarın düğünü vardı. Böyle evleneceğini birkaç yıl önce ona söyleselerdi, katıla katıla gülerdi. Fakat yarın evleniyordu, hem de kendi rızasıyla. Günün yorgunluğuyla gözleri kapanırken, uykuya daha fazla dayanamamıştı.
Diğer yanda, Ömer Ege düşünmekten kendini yiyip bitirmişti. İlk defa mantığı devre dışı bırakılmış, kalbi onu yönetmişti. Ela Leyl'e dokunmayı öyle garip bir içgüdüyle arzulamıştı ki, eli kendisinden bağımsızca uzanmıştı ona. Yaptığını algıladığı an, kendisine fazlasıyla kızmıştı.
Hangi hakla, izin istemeden Leyl'e o kadar yaklaşabilmiş, ona dokunabilmişti?
Yaptığının Leyl'i rahatsız etmiş, hatta kırmış olabileceği fikri onu öyle huzursuz etmişti ki, tüm gece uyuyamadan yatakta dolanıp durmuştu. En son telefonunu alarak Leyl'e özür mesajları atmıştı. Onu gördüğü zaman ilk yapacağı iş de ondan özür dilemek olacaktı.
××××××××××××××××××××××××××
Sabah...Odasında oturmuş biraz sonra gelecek olan Leyla hanım'ı bekliyordu. Gözleri odada gezinirken, çok değişik bir hissin içini istila ettiğini fark etti. Bugün öyle ya da böyle baba evinden ayrılıyordu. Belki de üzerinde bunun burukluğu vardı.
Kapı tıklanıldığında, "Gir." komutunu vermişti. İçeriye giren Leyla hanım'la birlikte, ayağa kalktı. "Hoş geldiniz, Leyla hanım." Dedi hafifçe tebessüm edip.
Leyla hanım, "Hoş bulduk. Başlayalım mı hemen?" Dediğinde, başını salladı.
Sandalyeye oturduğu zaman, daha o nasıl bir makyaj istediğini söylemeden Leyla hanım gülümseyerek konuşmuştu. "Çok abartılı olmayan, ama aynı zamanda da geline yakışacak bir makyaj istiyorsunuz, doğru mu?"
Gülerek yanıtladı Leyl. "Evet, doğru. Tanıdınız artık beni."
Leyla hanım gülümsemesini yok etmeden başını sallayıp makyajını yapmaya başladı. Ara sıra fikrini sorarak bir buçuk saate bitirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sway
عاطفية(Tamamlanmıştır.) " When marimba rhythms starts to play. Dance with me, Make me sway. Like a lazy ocean hugs the shore. Hold me close, Sway me more.' Yavaşça sallanmaya başladık göz göze. Benim elerim omzunda duruyor, onun elleri ise belimi sıkıc...