Multimedia:.
Kaan Boşnak - Barbar
××××××××××××××××××××××××××××××××
Ömer Ege Yenilmez...Başımı omuzuma eğerek uyuyan karımın yanağını hafifçe okşadım. Saat gece yarısını birkaç dakika önce geçmişti. Eğilip dudaklarımı güzel yüzüne bastırıp küçük bir öpücük kondurdum.
Ben onu seyredalmışken, zil ard arda çalmaya başladı. Kaşlarımı çatıp yerimden hareketlendiğimde, Leyl'in uykulu mırıltısı kulağıma ulaşmıştı. "Ege? Ne oluyor?"
Saçını hafifçe okşayıp sandalyeye bıraktığım tişörtü üzerime geçirdim. "Uyu sen, sevgilim. Bakıyorum şimdi."
Odadan çıkarak aşağı indim ve ışığı yakıp kapıyı açtım. Selim gelmişti, bu saatte!
"Senin saatten haberin var mı? Niye alacaklı gibi çalıyorsun zili, salak herif?! Korkuttun Leyl'i." Dedim kaşlarımı çatarak.
Dediklerimi duymazdan geldi. Çok karışık bir ifadesi vardı. "Ömer,"
Anlamayarak içeriyi işaret ettim. "Ne var, oğlum? Geç içeriye de konuş."
"Ömer, ben aşık oldum galiba."
Dediğiyle ağzım şaşkınlıktan aralandığında, ilk tepkiyi arkamdan gelen Leyl vermişti. "Ne?!" Diye bağırdı.
Gecenin bu saatinde kapıma gelip başka her şeyi demesini beklerdim, cidden başka her şeyi. Ama bu cümle beni gerçekten şaşırtmıştı.
Gözlerimi kapatıp açtım ardından kapıdan çekildim. "Geç içeriye, geç."
O karmakarışık ifadesiyle içeriye adımlayıp ayakkabısını çıkarmış salona girererken, ben ve Leyl şaşkın şaşkın arkasından bakıyorduk.
"Ne demişti o?" Diye sordu başını bana çevirerek.
"Aşık oldum, dedi." Diye cevapladım ben de onu.
Omuzundaki saçını savurup kendi kendine mırıldanarak Selim'in ardından salona girdi. "O aşık olduğun kız Eliz değilse, benden çekeceğin var Selim efendi."
Ben de salona girdiğimde, oradaki manzara şuydu, Selim üçlü koltuğa ellerini bacaklarının üzerinde birleştirerek oturmuş ve gözlerini suçlu bir çocuk gibi yere dikmişti. Leyl ise tekli koltukta bacak üstüne bacak atmış, dirseğini koltuğun kolçağına koyarak şakağını işaret parmağına yaslamışken, gözlerini karşısında oturdan Selim'den ayırmıyordu.
Leyl'in oturduğu koltuğun kolçağına yaslanarak ben de bakışlarımı Selim'e dikmiştim. "Anlat bakalım, Selim paşa. Ne oldu?" Dediğimde, gözlerini yerden çekip bize çevirdi.
"Az önce Elizabeth'le birlikteydim." Demesiyle Leyl'le aynı tepkiyi vermiştik.
"Ne?! Ne diyorsun sen?!" Dedik bağırarak. Sonra dönüp birbirimize baktık ardından tekrar Selim'e baktık.
"Nerede birlikteydiniz? Ne yaptınız? Allah'ım yarrabim, inşallah yanlış bir şey olmamıştır. Konuşsana, Selim!" Dedim korka korka.
"Saçmalama... Ne olmuş olabilir yani? Allah Allah. Sen de, Ömer, yani, aklın nereye kayıyor hemen, tövbe tövbe." Demişti Selim gerginlikle. Leyl dizime vurduğunda, ona baktım. Gözlerini belirtti susmam için. Başımı sallayıp Selim'e döndüm.
"Sahildeydik. Bana şey dedi... Seninle yan yana gelince bana bir şeyler oluyor, değişik kıpırdamalar falan dedi. Sonra sana da oluyor mu diye sordu-"
"Oha! Şaka yapıyorsun!" Dedi Leyl heycanla.
"Ela, lütfen kesme beni bak. Zaten çok gerginim, konuşamıyorum." Deyip derin bir nefes aldı Selim. "Ben de bende de oluyor dedim, yani bayadır oluyordu işte. Sonra işte bir şeyler oldu, bu kısmı bilmenize gerek yok." Dediğinde, Leyl elini ağzına şaşkınlıkla kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sway
Romance(Tamamlanmıştır.) " When marimba rhythms starts to play. Dance with me, Make me sway. Like a lazy ocean hugs the shore. Hold me close, Sway me more.' Yavaşça sallanmaya başladık göz göze. Benim elerim omzunda duruyor, onun elleri ise belimi sıkıc...