Chapter Twenty

1K 83 19
                                    

Multimedia:
Kaan Boşnak - Bırakma Kendini
××××××××××××××××××××××××××
Ela Leyl Karataş Yenilmez...

"Ne oldu, anne, babama?"

Ege'nin bunu demesiyle, gözlerim ona çevrilmişti. Cihangir amca'ya bir şey mı olmuştu?

"Ne?" Ege'nin acı dolu sesi kaşlarımı çatmama sebep olurken, ayağa kalkıp yanına adımlayarak yere düşecek olan telefonu elinden aldım.

"Alo, oğlum, beni duyuyor musun?"

"Alo, Selin teyze, Ela ben. Ne oldu? Cihangir amca iyi mi?" Diye sorduğumda, hıçkırmıştı.

"Ela kızım, Cihangir birden bayıldı, kalp krizi geçirmiş, yoğun bakımda şu an. Sizi rahatsız etmek istememiştim, ama Ömer arayınca," Tekrar hıçkırıp konuştu. "Saklayamadım."

"Tamam, Selin teyze. Ağlama lütfen. Yola çıkarız şimdi, hangi hastanedesiniz?" Hızla konuşmaya başladı.

"Hayır, kızım, gelmeyin şimdi bu saat-"

"Olmaz, Selin teyze. Ege burada durur mu sanıyorsun? Sen söyle hastanenin adını."

"****** hastanesindeyiz, kızım." Dediğinde, bakışlarım gözlerini yere dikmiş boş boş bakan Ege'ye kaydı. İçim acımıştı. "Tamam, Selin teyze. Görüşürüz." Dedim kısık bir sesle

"Görüşürüz, kızım." Demesiyle, telefonu masaya bırakmış Ege'nin yanına oturmuştum.

"Ege... İyi misin?"

Bu nasıl salak bir soru allah aşkına?

Bakışları bana çevirildi. Gözlerindeki üzüntüyü görmemle, dudaklarımı birbirine bastırdım. "Kalp krizi geçirmiş babam." Sesi öyle bitik, kısık çıkmıştı ki, ağlamak istedim.

Yutkunarak ellerini tuttum. "Şimdi hazırlanıp yola çıkarız, vardığımızda onun hiç bir şeyi kalmayacak, tamam mı?"

"Olmasın ona bir şey." Dedi başını omzuna doğru eğerek. Gözlerime dolu gözlerini dikti. "Ona bir şey olursa... Ne yaparım ki ben?" Sesindeki acı gözlerimi doldurmuştu. Ellerinden çekiştirerek ayağa kaldırdım.

"Git, elini yüzünü yıka. Ben eşyaları toplayayım, çıkalım."

Başını sallayıp tuvalete adımlayarak bakış açımdan çıktı. Nefesimi vererek odaya yöneldim ve valizleri kapatıp Ege'nin çıkmasını bekledim.

Az öncesine nazaran daha toparlanmış bir şekilde yanıma geldi ve konuşmadan valizleri alarak arabaya taşıdı. Evin kapısını kilitleyip şöfür koltuğuna bindim. Bu yaptığıma kaşları çatılırken,  "Ne yapıyorsun, Leyl?" Demişti.

"Bu halde araba falan süremezsin. Bin hadi, hava çok soğuk." Dediğimde, biraz durup yüzüme bakmaya devam etmişti. Elimle yanımdaki koltuğu işaret ettiğimde, derin bir nefes alarak arabaya bindi.

Arabayı çalıştırırken, Ege'ye bir bakış attım. Yanağını eline yaslamış derin derin nefesler alıyordu. Başımı önüme çevirip yola odaklanmaya çalıştım.

××××××××××××××××××××××××
Dört buçuk saatlik yoldan sonra hastaneye vardığımızda, arabayı tam park edemeden Ege dışarıya fırlamıştı. Arabayı durdurup arkasından hızla ilerledim. Danışmaya yoğun bakımın yerini sormuş ve oraya yönelmiştik.

Yukarı çıktığımızda, Selin teyze, Ece abla, annem ve babam vardı. Selin teyze sandalyeye oturmuş ağlıyorken, annem onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Anne." Dedi Ege annesinin yanına adımlayarak.

Selin teyze yerinden kalkıp ağlayarak Ege'ye sarılmıştı. "Oğlum."

SwayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin