Multimedia:.
Sezen Aksu - Haydi Gel Benimle Ol
×××××××××××××××××××××××××××××××××
Ela Leyl Karataş Yenilmez - 2 ay sonra...Kahvaltı hazırlığını bitirerek yatak odasında hazırlanan kocamın yanına çıktım. Kapıyı tıklamadan açıp içeri daldığımda, pantolonunu giydiğini görmüştüm. Yutkunup yanına adımladım.
Kaşlarını kaldırarak gözlerime bakarken, ben yanına varmıştım. "Leyl?" Diye mırıldandı sorarcasına.
Uzanıp yatağa bıraktığı beyaz gömleği elime alarak giymesine yardımcı oldum. Ben bunu yaparken, o gözlerini kısmış ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Gömleğin düğmelerini bir bir ilikleyerek hafif cilveli bir şekilde adını söyledim. "Ege."
Gözlerini kırpıştırıp yavaşça yutkundu. "Efendim?"
"Ben bugün şirkete gitsem?" Dedim demin iliklediğim gömleğin yakasını bir elimle tutup diğer elimle saçımı kulağımın arkasına sıkıştırarak.
Ameliyat olduğumdan beri işe hiç gitmemiştim. Ege izin vermemişti. Yeterince dinlenmem gerekiyormuş. Geçen bu süre içinde ikimiz de şirketteki işleri evden hallediyorduk. Geçen hafta Ege şirkete gitmeye başlamıştı. İki saat orada kalıyor, beni yanlız bırakmamak için erkenden çıkıyordu. İşlerimi evden halletmek benim için daha kolaydı, fakat ben artık evde oturmaktan çok fazla sıkılmıştım.
Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra tekrar açarak gözlerime baktı. "Affedersin, bebeğim. Ne demiştin?"
Dikkati dağıldı, çok güzel. İşaret parmağımı yavaşça yanağında gezdirerek fısıldamıştım. "Şirkete ben de gidebilir miyim, diye sormuştum."
Başını salladı. "Hı hı."
Kocaman gülümsedim. "Gerçekten mi?"
"Evet, gerçekte-" Kendine gelerek kaşlarını çattı. "Leyl! Ama haksızlık bu. Resmen hile yapıyorsun!"
Ondan uzaklaşırken, cadı kahkahası atarak dolabımı açmıştım. "Hile değil ki bu. Sadece istediğimi almak için ne yapmam gerektiğini iyi biliyorum."
Cıkcıkladı. "Yazık, çok yazık." Dedi başını iki yana sallayarak. Mutlulukla takım elbisemi yatağa koyup ceketini giyen Ege'nin önünde durdum.
"Sevgilim, bak, çok fazla hareket etmem. Zaten ofiste oluyorum bütün gün. Gerçekten evde çok bunaldım. Lütfen ben de geleyim seninle." Dedim, ceketinin iki yanını tutarken.
Bir süre sessiz kaldıktan sonra derin bir iç çekmiş ve başını sallamıştı. Gülümseyip hızla boynuna sarıldım. Kolları hiç beklemeden belimi sarmıştı. Boynuna küçük bir öpücük bırakıp geri çekildim.
"Kahvaltı aşağıda hazır. İn sen, ben de hazırlanayım." Dedim, bileğimdeki tokayla saçımı toplarken. Dediğimin tersini yaparak gömleğini hızla pantolonun içine soktu ve makyaj masasının sandalyesini çekip tersten oturdu.
Başımı iki yana sallayıp üstümdeki pijamayı hızla çıkardım. Ona bakmayarak yine hızlı bir şekilde üstümü giyinmiştim. Dolaptan kıyafetime uyuyacak bir şal çıkartıp aynanın karşısında başıma taktım. Çantama eşyalarımı koyarak istifini bozmayan Ege'ye bir bakış atmıştım. "Orada oturmaya devam edecek misin?"
Yerinden kalktığında, ben odadan çıkmış, mutfağa gitmiştim. Kahvaltımızı yaparak evden çıktık ve Ege'nin arabasına bindik.
Vardığımızda, arabayı otoparka bırakıp asansöre binmiştik. Ege çıkacağımız kata basıp köşede duran benimin üstüne yavaş adımlarla gelmeye başladı. Farkında olmadan arkaya bir adım attığımda, sırtım arkamdaki aynaya yaslanmıştı. "Ne yapıyorsun?" Dedim gözlerimi kırpıştırarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sway
Romantizm(Tamamlanmıştır.) " When marimba rhythms starts to play. Dance with me, Make me sway. Like a lazy ocean hugs the shore. Hold me close, Sway me more.' Yavaşça sallanmaya başladık göz göze. Benim elerim omzunda duruyor, onun elleri ise belimi sıkıc...