Chapter Twenty-Four

959 83 29
                                    

Multimedia:
Feridun Düzağaç - Alev Alev
×××××××××××××××××××××
Ömer Ege Yenilmez...

Duyduğum soru yutkunmama sebep olurken, gözlerimi gözlerinden çekmemiştim. Gözlerindeki kırgınlık doğrudan kalbime batıyordu. "B-ben sadece..." Elimle yüzümü sıvazlayarak kendimi açıklamaya çalıştım. "Amacım saklamak değil- "

Sözümü kesti. "Gözünde seni alkol alıyorsun diye yargılayacak biri miyim ben?"

Başımı hızlıca iki yana salladım. "Hayır, tabii ki. Beni yargılamayacağından eminim."

"Ne o zaman? Beni iç hayatına dahil etmek mi istemedin?" Omuzları düşük bir şekilde konuştuğunda, ağzım şaşkınlıktan ikiye ayrılacaktı. Ne diyordu bu kız?

"Saçmalama, Leyl. Ne demek seni iç hayatıma dahil etmek istemedim? Bunu istemeseydim sana böyle yakın olur muyum sence?" Diye sordum gözlerinin içine bakarak.

"Neden söylemedin peki?" Diye kısık bir sesle sordu. Uzanıp kucağına bıraktığı ellerini tuttuğumda, nefesini vererek gözlerini kapattı.

"Sadece önemsiz bir detaydı. İlk başlarda bunu takacağını düşünmemiştim, sonra zaten söylemeye fırsatım olmadı, ya da nasıl söyleceğimi bilemedim." Dediğimde, gözlerini açıp bana baktı.

"Benim sorunum alkol içmen değil zaten, Ege. Buna karışmam, karışamam. Tamam, hoşlanmadım tabii ki bundan, ama benim üzüldüğüm şey, bunu senden değil de başkasından öğrenmiş olmam."

"Özür dilerim, seni üzdüğüm için." Dedim fısıltıyla.

Başını iki yana salladı elimi sıkarak. "Özür dileme, sorun yok. Sadece senden bir söz istiyorum."

"Ne sözü?"

"Benden bir şey saklama, bana her şeyi anlat bundan sonra. Yani en azından hayatında olduğum sürece." Son cümleyi mırıldanarak söylemişti.

"Benim hayatımda hep olacaksın zaten, Leyl. O nasıl söz?"

Gözlerini kaçırdı. "Leyl?"

Cevap vermeyerek derin bir nefes aldı. "İyi misin sen?"

"Korkuyorum." Kaşlarım kendiliğinden çatılırken, oturduğu sandalyeden kaldırarak yanıma oturmasını sağladım.

"Güzelim? Neyden korkuyorsun?" Diye sorduğumda, dudaklarını ısırıp gözlerini salonda gezdirdi. "Leyl, gözlerime bir bakar mısın lütfen?"

Dolu gözlerini sonunda gözlerimle buluşturduğunda, dudaklarımı birbirine bastırdım. "Sana daha fazla alışmaktan, bağlanmaktan korkuyorum. Ayrılırsak... Anıları hatırlayıp acı çekerim diye korkuyorum, Ege."

"Ne ayrılması, Leyl? Ne diyorsun sen Allah aşkına?" Diye sordum kısık bir sesle.

Omuzlarını silkerek derin bir nefes aldı. "Bilmiyorum. İlk anlaştığımızda şirketlerin başına geçene kadar evlilik oyunu oynayacağız, sonra ayrılacağız demiştik..." Gözlerini tekrar kaçırarak konuşmaya devam etmişti. "Ama şu an... Ne olacağını anlayamıyorum sadece... Of boş konuşuyorum, ben uyumaya gide-"

"Sen ne istiyorsun, Leyl? Ne oluyor şu an? Bu konuya nasıl girdik? Hiçbir şey anlamıyorum." İstemsizce sert çıkan sesim dolu gözlerini tekrar bana çevirmesine sebep olmuştu.

"Kendimi iyi hissetmiyorum. Ben yukarı çıkabilir miyim?" Dedi sorularımı görmezden gelerek.

Omuzlarım çökerken, yutkunup tuttuğum ellerini bıraktım başımı sallayarak. "İyi geceler, Leyl."

Bana son bir bakış atıp yerinden kalktı ve salonda beni tek başıma bırakarak gitti.
××××××××××××××××××××××××××××
1 hafta sonra...

SwayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin