Multimedia:.
Yüzyüzeyken Konuşuruz - Dinle beni bi'
×××××××××××××××××××××××××××××××
Ela Leyl Karataş Yenilmez...Bugün yine zorlukla uyanarak üstümü değiştirip şirkete gitmiştim. Ege'yi yaklaşık on sekiz gündür görmemek içimde büyük bir boşluk yarattığından dolayı hiçbir şey yapasım yoktu.
Yorgundum baya, ve bu yorgunluğuma iyi gelecek tek şey de onun yanımda olmasıydı.
Bu günlerde yaptığım tek şey evden çıkıp şirkete gitmekti. Kursun da son haftalarında olduğumuzdan dolayı artık haftada sadece bir gün gidiyorduk.
Derin bir nefes alarak oturduğum sandalyeden kalkmış ve bir kahve almak için ofisimden çıkmıştım.
Terasa çıkartan koridorda yürürken, duymayı hiç sevmediğim bir ses duymuştum. "Ela hanım, bir saniye."
Gözlerimi devirip başımı Buse'ye çevirdim. Gözlerine sorarcasına baktığımda, samimiyetsiz bir şekilde gülümsedi. "Ben bir şey soracaktım da."
"Seni dinliyorum." Dedim sert bir sesle.
"Acaba Ömer bey ne zaman gelecekti?"
Kaşlarım benden bağımsız bir şekilde çatılırken, arsızlığına şaşırmıştım. Yanıma gelip bana kocamı soruyordu. Benim kocamı. "Bu seni ne kadar ilgilendiriyor, Buse?" Dedim ona dönerek.
"Yani yanlış anlamayın. Onunla birkaç proje hakkında konuşmamız gerekiyordu da, ondan soruyorum." Dedi. Utanmadan bir de yanlış anlamayın diyordu ya! Sanki ben körüm de yaptıklarını görmüyordum.
Tek kaşımı kaldırarak, "Bu şirketin ortaklarından biri de benim. İstediğin zaman ofisime gelip projeleri konuşabilirsin." Dediğimde, dudaklarını büzdü. Sakin kalmayı denedim, ama biraz daha konuşursa gerçekten ona çok fena patlayabilirdim.
"Ben Ömer bey'le konuşurum, geldiğinde."
Ona doğru birkaç adım atarak parmağımı yüzüne doğru salladım. "Bana bak, sınırını bilmelisin. Rica ediyorum, gözüne ve diline sahip çık. Senin diğerleriyle ne konuştuğunu biliyorum. Hakkında konuştuğun adam evli biri. Bir daha seni uyarmak istemiyorum. Lütfen saygını koru, yoksa ben de saygımı yetirmek zorunda kalacağım, ve inan bunun olmasını istemezsin, tamam mı?"
Çenesini havaya dikip çekinmeden gözlerime bakmaya devam etmiş, fakat bir şey dememişti. Başımı iki yana sallayarak arkamı dönüp terasa girdim.
İnsan bir utanır, çekinir yani, bu ne ya?!
Nefesimi sertçe verdikten sonra Kerem'in yanına gidip kahve istemiştim. Kahvemle birlikte terastaki koltuklardan birisine oturarak telefonumu cebimden çıkardım. Ege'nin bir mesaj attığını görerek gülümsedim.
Ege♡: Leyl.
Ege♡: Ne yapıyorsun?Gül güzelim♡: Kahve içiyorum, Ege.
Gül güzelim♡: Sen ne yapıyorsun?Onunla yaklaşık beş saat evvel ben şirkete inmeden önce telefonda konuşmuştuk.
Ege♡: Arabadayım, inşaatın olacağı yere gidiyorum.
Gül güzelim♡: Artık gelmen gerekmiyor mu?
Ege♡: Az kaldı,
Ege♡: Kısa bir süre sonra yanında olacağım.Gül güzelim♡: İnşallah de Ege.
Ege♡: İnşallah güzelim.
Ege♡: Vardım şimdi.
Ege♡: Tekrar yazarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sway
Romance(Tamamlanmıştır.) " When marimba rhythms starts to play. Dance with me, Make me sway. Like a lazy ocean hugs the shore. Hold me close, Sway me more.' Yavaşça sallanmaya başladık göz göze. Benim elerim omzunda duruyor, onun elleri ise belimi sıkıc...