Chapter Twenty-Seven

1.1K 76 54
                                    

Multimedia:.
Pinhani - Beni Al
×××××××××××××××××××××××××××
Ömer Ege Yenilmez - yaklaşık bir buçuk hafta sonra.

Bugün yirmi beş Ocak, yani doğum günümdü. Fakat ben hiç mutlu değildim.

Dün geceden beri doğum günümü kutlamayan kimse kalmamıştı, ilk kutlamasını beklediğim kişi hariç.

Leyl bana sabahtan beri günaydından başka bir şey dememiş, benimle hiç ilgilenmemişti. Sabah şirkete geldikten sonra da odasıdan hiç çıkmadı. Ben de aynı şekilde odasına hiç uğramamıştım.

Asık suratımla işlerimi hallederken, odamın kapısı tıklanıldı. "Gir."

Kapıda görünen Emre'yle hayallerim yine suya düşmüştü. "Abi, herkes terasta seni bekliyor."

Kaşlarım çatılırken, "Niye ki?" Diye sordum.

"Doğum günün ya, abi. Pasta aldık, küçük bir kutlama yapmak istiyoruz senin için."

Laptopu kapatarak yerimden kalktım ve Emre'nin arkasından terasa yürüdüm. Girdiğimde, gözlerim benden bağımsız malum kişiyi aradı, fakat yine ona rastlamamıştım. Gelirken, bir umut fikirin ondan çıkmış olduğunu düşünmüştüm.

Terastaki herkese zoraki bir şekilde gülümseyerek birleştirdikleri masalara yöneldiğimde, üstünde fotoğrafım olan büyük bir pasta buldum. Hepsi bir ağızdan doğum günü şarkısını söylerken, ben moralimin bozukluğunu çaktırmamaya çalışarak hafifçe gülümsüyordum. Pastanın üzerine koydukları mumları üfleyip geri çekildim.

Bir bir yanıma geldiler ve bana aldıkları hediyeleri uzattılar. "Çok teşekkür ederim, arkadaşlar. Bu yaptığınız beni gerçekten çok mutlu etti. Var olun."

Pastayı keserek herkese dağıtırlarken, ben Emre'nin kulağına eğilmiştim. "Leyl'i gördün mü?"

"Abi, o bir iki saat önce çıktı." Dediğinde, başımı salladım. Sonra başımı herkese döndüm. "Arkadaşlar, bugün hepiniz izinlisiniz. Teşekkür ederim tekrardan." Deyip terastan çıkarak odama geri gittim.

Leyl'e olan -onun bilmediği- kırgınlığımı bir kenara bırakıp telefonu elime aldım ve ona mesaj attım.

Ege: Leyl, (16:53)
Ege: Çıkmışsın. (16:54)

Gül güzelim♡: Kurstayım, Ege. (17:00)
Gül güzelim♡: Çıkmadan önce haber veremedim, çok geç kalmıştım. (17:00)
Gül güzelim♡: Bir şey mi oldu? (17:01)

Ege: Hayır, olmadı bir şey.
Ege: Evde görüşürüz.

Gül güzelim♡: Peki.
Gül güzelim♡: Görüşürüz.

Telefonu masaya bırakırken, oflayıp bir elimle saçlarımı karıştırdım. Acaba cidden doğum günümü unutmuş muydu?

Çocuk gibi alınganlık yaptığımı fark ederek başımı iki yana salladım kendime gelmek için. "Ne oluyor, oğlum? Kendine gel. Bebek misin?"

Yaklaşık bir saat sonra şirketten çıkarak eve gitmiştim. Leyl'in dışarıda arabası yoktu, eve gelmemişti daha.

Kapıyı kapattıktan sonra odama gidip üstümü değiştirmiş ve yatağıma uzanmıştım.

Uyku ile uyanıklık arasında olduğum zaman diliminde odamın kapısı tıklatılmıştı. "Ege, uyuyor musun?"
Cevap verebilecek kadar uyanık olamadığımdan dolayı uykuma devam etmeye çalıştım.

Kapının açıldığını duydum, fakat yine de uyanamadım. Birkaç saniye sonra saçlarımda ellerini hissederek derin bir nefes aldım. Elini çektiğinde, gideceğini anlayarak gözlerimi yarı yarıya açıp bileğini tutmuş ve yanıma çekmiştim. Ona kırgındım, ama aynı zamanda onu sabahtan beri çok özlemiştim.

SwayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin