Chapter Fifty-Two

814 71 14
                                    

Multimedia:.
Can Ozan - Sar Bu Şehri
×××××××××××××××××××××××××××××××
Ela Leyl Karataş Yenilmez - Ameliyat günü

"Yarım saat sonra ameliyata alacağız sizi." Diye haber verip çıktı hemşire.

Ege tuttuğu elimi hafifçe okşayarak gerginliğimi almaya çalıştı, ama aslında kendini sakinleştiriyordu.

Annemler bir köşeye oturmuş sessizce bana bakıyorlardı. "Bana böyle bakmayın lütfen." Dediğimde, herkes gözlerini benden çekerken, Ege başını benimle aynı hizaya getirip gözlerime bakmıştı. Hafifçe gülümsememle, o da gülümseyip burnuma ufak bir öpücük kondurdu.

O yarım saat geçtiğinde, beni ameliyat odasına götürmek için gelmişlerdi. Ege elimi bırakmayıp oraya kadar geldi benimle. Kapıda durduğumuzda, başımı ona çevirmiş ve dolu gözleriyle karşılaşmıştım. Elini hafifçe sıktım. "Seni seviyorum."

"Ben de seni çok seviyorum." Deyip zorla gülümsedi. "İyileşeceksin."

Başımı salladım. "İyileşeceğim."

"Ve ben hep seni bekliyor olacağım. Oradan çıktığında, ilk beni yanında bulacaksın. Her zaman." Dedi yutkunduktan hemen sonra.

Dudağımı dişleyip başımı tekrar salladım. "Biliyorum."

Uzanıp sıcak dudaklarını alnıma bastırdı, ardından kulağıma fısıldadı muzip bir sesle. "Seni öpmek isterdim ama maalesef durum elverişli değil, herkes buraya bakıyor şu an. Özellikle Ali baba'nın gözleri beni öldürecekmiş gibi bakıyor. Bununla yetineceksin şimdilik."

Hafifçe kıkırdadım. "Çıktığımda, tek başımızda olduğumuz zaman artık."

Geriye çekilip gözlerime gülümseyerek baktı. Elimin üzerine dudaklarını bastırdı. Gitme zamanım geldiğinde, üzgün bir iç çekerek elimi bırakmıştı.

Onlar yattığım yatağı odaya girdirirken, ben başımı arkaya çevirip girmeden önce ona son kez bakmıştım. Titreyen elini kaldırıp salladı, gözünden bir damla yaş akarken.

×××××××××××××××××××××××××××××
Ömer Ege Yenilmez...

Onu içeriye aldıkları an, sabahtan beri dik tutmaya çalıştığım omuzlarımın çökmesine izin vermiştim. Sandalyelerden birine oturarak başımı ellerimin arasına aldım. Burnumu sessizce çektim.

Hastaneler artık benim en nefret ettiğim yerdi.

Bir süre böyle oturduktan sonra yerimden kalkıp koridorda volta atmaya başladım. Gerginlikten ellerimi sıkıyor, ara sıra parmaklarımı çıtlatıyordum.

Bir yarım saat sonrasında koşar adımlarla koridorun girişinde Deniz görünmüştü. Hepimize bakıp elini alnına vurdu. "Of! Geç kaldım." Dedi üzgün bir sesle.

Mehtap annem'le sarılıp ardından Gülşen teyze'ye sonra anneme sarılmıştı. Selim'le de sarıldıktan sonra bana baktı. "Nasılsın, enişte?"

Bana bir tek o enişte diyordu. "İdare eder, baldız. Sen nasılsın?"

"Eh işte. Üzülme bak, kalkacak benim kardeşim." Dedi ciddiyetle.

"Biliyorum, kalkacak." Dediğimde, gözlerini Eliz'e değdirip bana baktı.

"O kız kim? Ve niye burada bekliyor?"

"Eliz. Leyl'in arkadaşı, ve Selim'in de." Dememle, tek kaşını kaldırdı.

"Selim'in?"

Başımı salladım. "Selim'in." Dedim gözlerimi kırparak.

Kaşlarını hayretle kaldırdı. "Hayırlısı." Deyip annelerin yanına oturdu.

SwayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin