Chapter Fourty

895 86 16
                                    

Multimedia:
Adamlar - Acının İlacı
××××××××××××××××××××××××××××××××
Ela Leyl Karataş Yenilmez...

"Selim bey maalesef bir trafik kazası geçirdi."

Yutkunmaya çalıştım. "T-trafik kazası mı?"

"Evet, ve maalesef durumu çok kötü."

"Ben... Ben hemen geliyorum." Dedim, telaşla arabayı çalıştırırken.

Göz yaşlarım yanaklarımı çoktan ıslatmaya başlamışlardı. Selim kaza yapmıştı. Abim kaza yapmıştı ve durumu çok kötüydü. Hıçkırıp gözlerimi sağ elimle silerek yola odaklanmaya çalıştım. Yol sanki bitmek bilmiyordu.

Sonunda söylediği hastaneye vardığımda, arabayı hızlıca park ederek indim ve danışmaya adımladım. Selim'in hala ameliyat odasında olduğunu öğrendiğimde, göğsüme ağır bir şeyin oturduğunu hissetmiştim.

O kata çıktığımda, Selim'in o kapının arkasında can çekişiyor olma fikiri ağlamanın şiddetlenmesine sebep oldu. Telefonumu cebimden çıkararak göz yaşlarımdan görebildiğim kadarıyla Ege'nin numarasına bastım.

İlk çalışta cevapladı. "Efendim, canım?"

"Ege, Sel-lim araba, o ameli-yat." Hıçkırıklarımdan dolayı bir cümleyi toparlayamıyor, anlamsız şeyler söylüyordum.

"Leyl, güzelim, beni dinle. Derin bir nefes al." Telaşlı sesiyle dediğinde, tekrar hıçkırdım. "Alamıyorum."

"Leyl, bir sandalye bul. Hadi, canım."

Ameliyathanenin önündeki sandalyelerden birisine çökerek nefes almaya çalıştım.

"Oturdun mu?"

"O-oturdum."

"Bebeğim, şimdi sakinleşmeye çalış ve bana nerede olduğunu söyle, geliyorum." Dedi hızlı bir şekilde.

"Hastanedeyim. Ege, S-selim..." Devam edemeyip tekrar hıçkırdım.

"Leyl, bana konum atabilir misin, birtanem?"

"Hı hı."

"Geliyorum hemen." Deyip telefonu kapattı. Zar zor telefonu görerek Ege'ye konumu atmıştım.

Ellerimi yüzüme kapatarak sakinleşmeye çalıştım. Ama sakinleşmek bir yana, daha fazla ağlıyordum.

Kısa bir süre sonra merdivenlerde görünen Ege'yle, oturduğum sandalyeden hızla kalktım.

Telaşla, "Leyl." Dedi, beni gördüğü an.

Koşarak yanına gidip kollarımı boynuna dolayarak ağlamaya devam ettim. "Ege, Selim k-kaza yapmış."

"Şşt, tamam tamam. Geçti, bebeğim, geçti." Dedi o da kollarını sıkıca bana sararak.

Beni sandalyeye tekrar oturttup önümde diz çöktükten sonra ellerimi tuttu. "Ben Gülşen anne'ye nasıl söyleyeceğim? Anneme nasıl söyleyeceğim?" Dedim ağlayarak.

Gözlerimi elleriyle sildi. "Ben Gülşen teyze'ye ve annene de haber verdim, takma bunu şimdi kafana. Ben durumunu öğrenmeye gidiyorum şimdi buradan gitme, tamam mı?"

Halsiz bir şekilde başımı salladığımda, yutkunup dolan gözlerini benden kaçırarak yanımdan uzaklaştı.

Ben derin derin nefesler almaya çalışırken, Ege yanıma gözleri kıpkırmızı bir şekilde gelmişti.

Ağlamıştı...

Buna tekrardan ağlamaya başlarken, yanıma oturup kolunu omuzlarıma sararak başını başıma yasladı. "Nasıl yapmış kazayı? O çok d-dikkatli sürer, hiç hız yapmaz ki."

SwayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin