Chapter Fourty-Three

872 87 39
                                    

Multimedia:
Mor Ve Ötesi - Araf
××××××××××××××××××××××××××××××××
Ömer Ege Yenilmez...

"Tamam, Ömer. Gelirken yiyecek bir şeyler de al, benim evde yok çünkü." Dedi telefondaki Selim.

"Getiririm. Hadi, akşam görüşürüz." Deyip telefonu kapattım.

Telefonu cebime koyarak yerimden kalkıp odamdan çıkmış ve Leyl'in odasının kapısını çalmıştım. Naif sesini duyduğumda, gülümseyip kapıyı açtım. "Gelebilirsiniz."

Beni gördüğünde, sabahtan beri olduğu gibi utangaç bir şekilde gülümseyerek ayağa kalktı. "Ege?"

Dün bana seni seviyorum demişti de.

Ona doğru adımlarken, konuştum. "Efendim, sevgilim?"

Elini tutmamla, başını omuzuna doğru yatırmıştı. "Bir şey mi oldu?"

"Hiç. Sadece seni göresim geldi. Kalktım geldim." Dedim güzel gözlerine bakarak.

"Kahve?" Diye sorduğunda, başımı salladım. O telefondan kahve isterken, ben parmaklarıyla oynuyordum.

Kahveler gelene kadar odadaki üçlü koltuğa yan yana oturmuştuk. "Bugün Selim'in evine gideceğim. Sen de gelmek ister misin?"

"Bilmem ki, geleyim mi?" Dedi düşünceli bir halde.

"Gel." Dedim bir elimi yüzüne koyup.

"Geleyim o zaman." Deyip gülümsedi. "Ay, Ege!" Diye yükseldi bir anda.

"Ne oldu?" Dedim elimle yanağını okşayarak.

Konuştu heycanla. "Eliz, Selim'le görüşecekmiş bugün."

"Ya, öyle mi?" Diye sordum bu heycanını biraz daha seyredebilmek için.

"Evet! Selim işe alır değil mi? Almazsa Eliz çok üzülecek. Kız zaten çok umutsuz."

Gülümsedim. "Alır işe, alır." Bundan neredeyse emindim. Kapı çaldığında, "Gelebilirsiniz." Dedi Leyl. İçeriye Kerem girmiş ve kahveleri bırakarak çıkmıştı.

"Saçma bir düşünce olacak belki ama, onlar çok yakışmıyorlar mı?" Dediğinde, başımı salladım.

"Yoo, saçma değil. Bence de çok yakışıyorlar." Dedim gülümseyip. "Sırf bunu düşündüğüm için Selim'in şirketine yönlendirdim desem."

"Ege!" Deyip kısık bir sesle gülmeye başladı. Yine ilk defa görüyormuş gibi gülüşünü seyre dalmıştım. Gözlerini bana çevirerek bakışlarımı gördüğünde, yanakları al al olmuştu. "Ne oldu? Niye öyle bakıyorsun?"

İç çekerek kısık bir sesle konuştum, gözlerimle yüzünün her ayrıntısını izlerken. "O kadar güzelsin ki, Leyl."

Yutkunup gözlerini kaçırdı. "Ege... Utanıyorum." Dediğinde, güldüm.

"Utanmanı yerim senin." Dedim ve uzanıp yanağını ısırdım.

"Ya, Ege! Bırak yanağımı." Dedi gülerek, kendini kurtarmaya çalışırken. İki kolumla onu sardığım için hareket edemiyordu. "Hıım, ne güzel tadıyor ya." Diyerek sağ yanağını bırakıp diğer yanağını ısırdım. "Bu da çok güzel tadıyormuş." Dedim, geri çekildiğimde.

Alnını alnıma yasladı, gözlerini kapatırken. Ben de gözlerimi kapatmış ve bir elimi tekrar yüzüne koymuştum.

"Sevgilim." Diye mırıldandı.

Burnumu burnuna sürttüm. "Bebeğim?"

"Sana böyle seslenmeyi çok severim, biliyor musun?" Dediğinde, gülümsedim.

SwayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin