Chapter Fifty-Nine

909 72 44
                                    

Multimedia:
Tuğkan - Ah Güzel Kız
××××××××××××××××××××××××××××××××
Ömer Ege Yenilmez...

"Biz hamileyiz!"

Ne?!

Pardon, hatlar karıştı.

"Ne?! Ömer hamile mi?!" Diye bağırdı annem yerinden kalkıp.

Mehtap anne elini açılan ağzına koyarak şaşkınlıkla bana bakıyorken, Babam, Ali babam ve Selim kaşlarını çatmış bana bakıyorlardı. Eliz oturduğu koltuktan gözlerini terasta gezdirerek 'Ben nasıl bir şeye bulaştım' der gibi bakıyordu.

Leyl elini alnına vurup başını iki yana salladı. "Nasıl başardın bunu, oğlum?!" Dedi Selim şaşkınlıkla.

Olayı kavrayan sevgili baldızım yüksek bir sesle konuştu. "Durun! Bir durun ya! Ömer nasıl hamile olabilir Allah aşkına?"

"Hamile olan benim!" Diye bağırmıştı Leyl ayağa kalkarak.

Mehtap anne "Aman Allah'ım! Kızım benim." Diyerek hızlı adımlarla Leyl'in yanına gidip ona sarıldı. Diğer herkes bir Leyl'e sarılıp yanında duran bana sarılıyordu. Sıra Ali babaya gelince, dolu gözlerini saklama gereği duymadan Leyl'e uzun uzun sarılmıştı.

Sonunda tebrik faslı bittiğinde, Selim bana bakıp dışarıyı işaret etmiş ve çıkmıştı. Leyl'in elini hafifçe sıkıp Selim'in arkasından çıktım.

Balkonda olduğunu görünce, yanına gitmiştim. Bana dönüp kocaman gülümsedi. "Tebrik ederim lan. Allah sağlıcakla kucağınıza almanızı nasip etsin."

"Amin, kardeşim, amin." Dedim ben de gülümseyip.

"Hadi, konuş. Seni dinliyorum." Dediğinde, dünden beri içimde tuttuğum her şeyi dökmeye başladım. Beni böyle anlaması, çok mutlu olmama sebep oluyordu.

"Resmen baba oluyorum, Selim. Kulağa çok garip geliyor. Sanki daha geçen gün Leyl'e evlenmeyi teklif etmişim gibi. Çok heycanlıyım. Böyle içim içime sığmıyor. Zor günler atlattık. Duygularımı nasıl anlatacağımı da bilemiyorum. İçimde bir korku var sanırsam. Aklımda birçok soru dönüyor. Ben iyi bir baba olabilir miyim? Bu sorumluluğu kaldırabilir miyim? Vesaire vesaire. Öyle işte."

"Vay be! Ölmeden seni böyle gördüm ya? Artık başka bir şey de istemiyorum." Dedi Selim gülerek. "Üniversitenin çapkın Ömer'i, baba oluyor."

"Çapkın?!" Leyl'in şaşkın sesiyle ona döndük. "Şey ya... Ben odaya gidecektim de, yanlışlıkla duydum dediklerinizi."

"Oda koridorun sol tarafında, Leyl?" Dediğimde, "Olabilir. Karıştırmış olamaz mıyım?" Dedi tek kaşını kaldırarak.

"Olabilirsin tabi, balım." Deyip başımı salladım. Birkaç adım atarak balkona girdi ve Selim'e döndü.

"Ege üniversitede çapkın mıydı?"

Leyl'in sırtı bana dönük olduğu için Selim'e bakarak gözlerimi belirttim. Her an hainlik yapabilirdi, ona güvenemiyordum. "Yok ya, çapkınlık değil de. Sadece tatlı dilli olduğu için kızlar da onlarla flört ediyor sanardı. Bütün kızlar peşinde koşuyordu. Diğer erkekler de ona çapkın lakabını o yüzden takmıştı, öyle yani." Dedi Selim. Gerçekleri söylüyordu. Ben hiçbir zaman çapkın olmamıştım, onlar beni yanlış anlıyordu.

Leyl yüzünü bana çevirip tek kaşını kaldırarak beni yan gözle bir iki kere süzdü. "O tatlı dilini ne yapacağız, hiç bilmiyorum." Diye söylendi kendi kendine.

××××××××××××××××××××××××××××××××
3 hafta sonra...

"Sevgilim, uyan." Dedim uyuyan Leyl'in omuzunu hafifçe dürterek. "Hastaneye gideceğiz."

SwayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin