Multimedia:
Yaşlı amca - Giderdi hoşuma.
×××××××××××××××××××××××××
Ömer Ege Yenilmez...Kollarımın arasında uyuyan Leyl'in başına başımı yaslayarak beklemeye devam ettim. Bir yarım saat önce yanıma bir doktor gelmiş ve babamın durumunun iyiye gittiğini ve iki saat sonra normal odaya alınacağını söylemişti.
Leyl hareketlenmeye başladığında, ona sardığım kollarımı hafif gevşettim. Derin bir nefes alarak daha açamadığı gözleriyle aniden başını arkaya atmasıyla, burun buruna gelmiştik. O gözlerini kırpıştırarak gözlerimden bakışlarını çekmezken, ben gözlerimi başka bir yere değdirmemek için adeta kendimle savaşıyordum.
Şimdi olmaz. Şu an değil. Yeri değil Ömer, olmaz. Kendine gel, olmaz.
Zorlukla yutkunup rahatsızlık duymaması için kollarımı çözerek geri çekildim. Boğazımı temizlerken, yüzümü sıvazlamıştım
Naif sesini duyduğumda, yüzümü ona çevirmiştim. Gözlerime küçük bir bakış atıp hemen gözlerini kaçırdı. "Ben, şey... Tuvalete gideyim." Dedi ve yerinden hızla kalkarak görüş alanımdan çıktı.
Başımı arkamdaki duvara hafifçe vurdum, nefesimi verirken. Bu aralarda hiç iyi değildim. Değişik, adlandıramadığım bir şeyim vardı. Yutkunarak ayağa kalktım ve yoğun bakımın önüne geçip camdan içeriye baktım.
Dağ gibi babam, bir yatağın üstünde hareketsiz yatıyordu. Bu görüntü kalbimi acıtıyordu. Çok acıtıyordu.
Omuzumda bir şey hissedince, yüzümü camdan yanıma çevirdim. Leyl'in gözleri ile karşı karşıya geldiğimde, derin bir nefes almak zorunda kalmıştım. "İyileşecek. Cihangir amca güçlüdür, biliyorsun. Eskisinden daha da iyi olacak inşallah."
"İnşallah, gül güzeli, inşallah." Dediğimde, gülümseyip elini omuzumdan çekti.
"Selin teyzeler yoldalarmış. Birazdan burada olurlar."
Başımı salladım. "Babamı da az sonra normal odaya alırlar herhalde." Dedim kısık bir sesle.
Annemlerin geldikleri sıra, babam yoğun bakımdan çıkarılıyordu. Sonunda babam odaya yatırıldığında, doktor son muayeneyi yapıyordu.
"Ne zaman uyanır, doktor bey?" Annemin sorusuyla doktor hafifçe gülümsedi. "Az bir süre sonra uyanır, hanımefendi." Çıkmadan önce tekrar konuştu. "Hastanın durumu iyiye gidiyor, fakat iki gece daha müşahede altında tutmamız gerek, olası herhangi bir durum için. Sadece tek bir kişi yanında kalabilir. Tekrardan geçmiş olsun."
Refakatçi koltuğunda ben, Leyl ve ablam otururken, annem sandalyeyi babamın yatağına yaklaştırıp oturdu. Doktorun dediği gibi babam kısa bir süre sonra uyanmıştı. İlk başta hepimize anlamsız bakışlar atarak olayı kavramaya çalıştı.
"Cihangir, canım, kendini nasıl hissediyorsun? Ağrın falan var mı?" Dedi annem şefkatli bir sesle.
Bakışlarını anneme çevirdi, elini tutarken. "İyiyim, sevgilim. İyiyim de, ne oldu ki bana?" Dedi. Sonra bakışları bana ve Leyl'e kaydı. "Ela ve Ömer'in burada ne işi var ayrıca?"
Annem yutkunup babamın başını okşadı. "Kalp krizi geçirdin, canım." Dedi.
Babam gözlerini kırpıştırdı. "Nasıl yani?"
Annem başını iki yana salladı üzgünce sonra babamın elini sıktı konuşmadan önce. "Öyle işte. Neyse ki şimdi iyisin çok şükür."
Babam mahcupça Leyl'e baktı. "Özür dilerim, kızım. Balayınızı mahvettim galiba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sway
Romance(Tamamlanmıştır.) " When marimba rhythms starts to play. Dance with me, Make me sway. Like a lazy ocean hugs the shore. Hold me close, Sway me more.' Yavaşça sallanmaya başladık göz göze. Benim elerim omzunda duruyor, onun elleri ise belimi sıkıc...