KİRLİ KALP

31.3K 1.1K 419
                                    

Yediğim Çekirdek boğazımda kalmıştı ben öksürüyordum sevgili ninecim sırtıma vuruyordu.

Elide baya ağırmış.

"Kızım iyi misin?" Diye endişeli bir şekilde sordu. Gözlerimden yaş gelmişti az daha ölüyordum. Şuan bu yediğim çekirdeklere kötü bakmak istemiyorum.

"Ura- " az daha Uraz diyordum! Hemen lafı çevirdim. "yani bu fotoğraftaki senin kızın mı?" Diye sordum. Eliyle fotoğrafa dokundu.
"Evet"dedi.

Uraz anlatmıştı sultan bir ayakkabı beğenmişti ama annesi almamıştı. Ben baya annesine saydırmıştım bilmiyordum ki bu kadın benim yan komşum! Ona neden o kırmızı ayakkabıyı almamıştı. Acaba kızının öldüğünden haberi var mıydı?

"Onu çok özledim. Nerede bilmiyorum. Bu tatsız konuyu konuşmak istemiyorum." Dedi. Bende zaten bu hikayeyi tek başıma dinlemek istemiyordum yanımda Uraz olacaktı!

Uraz şimdi bunun torunuydu. Ben ağzımı tutamazdım ki.
"Melahat teyze şey senin bir torunun var. Adı Uraz böyle mavi gözlü. Onu yanına getireceğim." Böyle dediğimde hala fotoğraflara bakıyordu.

Omzuna dokundum. Bana baktı,
"Kızım bir şey mi dedin?" Diye sorduğunda bir daha söylemeye cesaret edemedim. Urazın annesi de çok güzel bir kadınmış. Böyle bakmaya doymuyordum. Kızıl saçları vardı doğaldı. Böyle saatlerce hiç sıkılmadan ona bakabilirdim.

Bu fotoğrafı uraza hediye edebilirim. Ben annesine ait o tabloyu yok etmiştim. Uraz için o Annesinin son resmiydi.

"Melahat teyzee! Bana bu fotoğrafı verir misin? Çerçeve yaptırıp sana getireceğim."

İnşallah duymuştur.
Fotoğrafı albümden çıkardı ve elime verdi.
"Bir fotoğraf parçası bana kızımı hatırlatamaz. O her zaman benimle."
Uraz niye anneannesine çekmemişti.
Kadın burada harika konuşuyordu içimden geldi ve ona sarıldım.

"Her hatanın bir telafisi vardır." Böyle dediğimde kendimi tebrik ettim. Harika konuştum ya!
***
Urazın annesinin fotoğrafını yukarıya kaldırdım.

"Uraz!" Diye sesimi yükseltim. Beni izliyor olabilirdi. Ben öyle hissediyordum. Seni annenle tehdit ediyorum. Kusura bakma şuan benim düzenli bir hayatım var. Ben geçmişte kalmak istemiyorum!

"Bak az önce anneannenle konuştum. Nasıl tatlı bir kadın. Hiç ona çekmemişsin. Neyse konumuz bu değil bak şu elimde gördüğün fotoğrafta annenin gençliği var. Beni gerçek zamana getir sana bu fotoğrafı vereyim."
Pazarlamam oldukça iyiydi. Bundan daha iyi bir teklif mi bulacaktı?

Bir süre bekledim ama tık yoktu.
Ben nasıl geleceğe gidecektim?

Bende bu çene varken kesinlikle beni deli hastahanesine kapatacaklardı.
Babamla yüzleşmekten korkuyordum. Burada tek başıma kalıcam diye ödüm kopuyor. Sana şuan en ihtiyaç duyduğum zamanda gelsen ölür müsün uraz?

"Metin bey bak çıkarın beni!" Ne desem boştu. İç sesim bari sen gel.

Beni bu olaylara karıştırma geleceğe git o zaman görüşürüz.

Şerefsiz iç sesim de beni terk etti. Yalnızlık senden çok korkuyorum gelme.

Fotoğrafı yatağımın yanında duran çekmecenin içine koydum. Babamın yanına gittim. Eline almış bir kitap okuyordu. Yine onu uzaktan izliyordum.

"Baba kahve içer misin?" Diye sordum. Kafasını kitaptan kaldırmadan cevap verdi.

"Olur!"

Benim babam bilgiliydi ben onun yanında bir aptaldım. Bebeklerin zekası annesine çekermiş. Sahi o Anne nerdeydi?

OYUNCAK BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin