Midem durmadan bulanıyordu. Evet hamile olduğum için kusuyordum ama neden kusardık ki?
Annecim, vücudumuz kendisi için zararlı olabilecek bir yiyecek ya da içeceği fark ettiğinde onu vücudumuzdan atmaya çalışır. Normalde yukarıdan aşağı çalışan mide ve yemek borusu bu zararlı bulduğu yiyecekleri dışarı atmak için ters yönde çalışır ve kusarız.
Oğlum sen ne kadar böyle akılısın. Aran canım diğer sorum sana olacak.
Şimdi ben sürekli esniyorum ama uykum gelmiyor.Anne esnemek sanıldığı gibi doğrudan uykumuzun gelmesi ile alakalı değildir. Gün içinde de sıkıldığımız, acıktığımız zaman esneriz. Esnemimizin nedeni, kanımızdaki oksijen miktarının düşmesidir. Vücudumuz oksijen alımını artırmak ve zihnimizi açık tutmak için istemsiz olarak esner.
Benim evlatlarım çok şey biliyor.
Sizin babanız uraz seçkin tabikii bu kadar iyi olacaksınız.Bahçede temiz hava aldıktan sonra hemşire yanıma geldi.
"Buradan gidiyorsun... Sevgilin ve kızın seni odanda bekliyor." Dedi. Bunları duyduğum zaman nefesim kesilecek gibi oldu. Bu cümle beni çok mutlu etmişti. Bana kısa gelen yol bir ömür gibi sürdü. Koridor boştu. Adımlarımı attıkça gözyaşlarım benden habersiz akıyordu.
Bu sevinç gözyaşlarıydı. Rahat bir nefes aldım. Yaşadığım her şeyin yalan olabileceğini düşünmüştüm. Zihnimin bana yalan söylediğini sandım. Sürekli kendi kendime acaba dedim? Çevremdekiler doğru söylüyor olabilir miydi?
Odama geldiğim zaman zerayı görmemle hıçkırıklar içinde ağlamaya başladım.
"Kızım..." Dedim. Ona doğru yaklaştım ve doya doya yüzünü öptüm.
O da ağlıyordu. Kızımı ilk defa bu kadar ağlarken görüyordum.
"Anne seni çok özledim." Dedi.
İki ay ayrı kalmıştık. Nasıl bu hale geldik? Bunu bize yapanlar bedelini çok ağır ödeyecekti. Zeranın bedeni titriyordu. Yüzünü avuçlarımın arasına aldım.
"Geçti güzel kızım..."
Kokusunu, yüzünü, gülüşünü özlediğim sevgilimi gördüm. O benim kalbimdi. Onun yaşadığını bilmek ve yanımda olmasını görmem. Bana huzur verdi. Bu huzuru anlatamıyorum ama çok güzeldi.
Uraza kocaman sarıldım. O da elini belime doladı.
"Özledim..." Dedi. Sesindeki hasreti ilklerime kadar hissetim.
Beraber evimize gittik. Ev boş gibi duruyordu. Metin bey ve sonya yoktu.
"Başımıza gelen her şeyi Batuhan yaptı." Dedi. Uraz öfkeli bir şekilde elini yumruk yaptı.
O Batuhan neredeydi? Onun ağzına sıçacaktım.
"Şerefsiz nerede?" Diye bağırdım.
"İlk önce sakin olalım. Sen onu bana bırak."
Uraz onu çok güzel bir hale getirirdi ama benim içim soğumazdı. Benimde bu işe el atmam gerekiyordu.
Zera bana gelip birdenbire sarıldı. Kızımın mavi gözlerinde bir korku vardı. Bana bir şeyler söylemek istiyordu ama sessiz bir şekilde bakıyordu.
"Bebeğim sen iyi misin?"
Tedirgin olmam normal değildi.
Endişelendim aklıma kötü şeyler geliyordu. Urazla göz göze geldik."Zera sen odana git dinlen biraz."
Buna hemen itiraz ettim.
"Aşkım olmaz. Ev leş gibi..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCAK BEBEK
Romance+18 İÇERİR! "Soyun!" Şimdi ben ne yapacaktım? *** Leyla işe ihtiyacı olan bir genç kızdı ve Her şey gördüğü bir gazete ilanıyla başlamıştı. "OĞLUMA OYUNCAK BEBEK OLUR MUSUNUZ?" bu iş ilanıyla o eve gitmişti. Karşısında duran adamı dinliyordu. "Uraz...