KAN GÖLÜ

9.8K 526 150
                                    

Gözlerimi açtığımda uraz sinirli bir şekilde bana bakıyordu. Onun odasında ne işim vardı? Doğru ya! Şimdi aklıma geldi.

"Bu halim ne?" Diye bağırdı.

Uraz'a baktığım zaman gülmemek için dudaklarımı ısırdım. Uraz çok kızgın görünüyordu ve benim rolümü çok iyi oynamam gerekiyordu. Asla benim böyle bir şey yaptığımı bilmemeliydi.

"Bize böyle ne oldu?" Dedim.

Hiçbir şeyi bilmiyormuş gibi davranmak en iyisiydi.

"Bunlar senin işin!" Diye tok bir sesle konuştu. Uraza sinirli bir şekilde baktım. Kendimi savunmam gerekiyordu.

"Niye her şeyi benden biliyorsun!" Dedim.

Ah Uraz bir bilsen neler çevirdiğimi. Seni kadın gibi giydirdim. portakal suyuna uyku ilacı koydum ve salak gibi içtim!

"Çünkü o portakal suyunu içtikten sonra uykum geldi!" Mavi gözleri öfke saçıyordu.

Kırılmış gibi yap.

"Suç bende! Seni düşünüp portakal sıkıyorum. Biliyor musun? Ben parmağımı kesmiştim. Küçük bir çizik vardı. O portakalları sıkarken ne kadar acıdı senin haberin var mı? Ama sen nerden bileceksin. Sen mi gidip sıktın!"

Uzun uzun konuşurken diğer yandan işin içinden nasıl çıkıcam diye düşünüyordum.

Uraz konuşacakken hemen sözünü kestim.

"Ayrıca sen portakal suyunu içerken uyduğunu söylüyorsun! Gördüğün üzere Bende uyumuşum. Salak gibi niye portakal suyunu içeyim."

Uraz dediklerimi düşünüyordu. Arkadaş ben neymişim! Bu ölse benden bilecek.

Uraz öfkeli bir şekilde göğsündeki portakalları çıkarınca kahkahayı patlattım. Bana ters ters baktı.

Ulan ayaklarıma kapanacağına ne yapıyordu!

Leyla susar mı? Tabikii hayır! Devam ettim.

"Biraz aklın vardı o da gitti! Ben niye seni kadın gibi giydireyim? Sence ben senin yanında uyur muyum? Bak bende şoktayım! "

Bana inanmıyordu.
Hâlâ utanmadan bana bakıyordu aynı zamanda mavi gözler sorgulayıcıydı bakışlarına dayanamadım ve içgüdüsel olarak gözlerimi kaçırdım.

Yüzünün şeklini göremezdi çünkü aynaya bakmıyordu.

Onun aynası ben olacaktım.

Endişeli bir şekilde ayağa kalktım ve uraza doğru gittim. Gözlerimi kocaman açıp,

"Ay senin yüzüne ne olmuş!" Dedim.

Endişeli bir şekilde bana baktı.

"Ne olmuş?" Dedi.

Eğer uraz öğrenirse benim yaptığımı ben bittim!

"Şey bir kaşın ince diğer kaşın kalın olmuş suratını bok götürüyor." Dedim.

Zavallı kaşlarına dokundu.
Bir kaç tane küfür etti. Yazıklar olsun uraz! Sen iki kaşı çizmeyi kendine çok mu görüyorsun?

"Şey ama bıyıkların gitmiş." Dedim. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Benim bıyıklarım yoktu!" Diye kızgın bir şekilde söylendi.
Ay neyini uyduruyorsun! Bıyıkların vardı işte!

"Kaşlarımı düzgün bir şekilde çizeceğim." Dedi.
Masaya geçip eline kalem aldı. Hiç onun dırdırını çekemezdim.
Tam gidecekken kolumdan tutup,

OYUNCAK BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin