KAN DAMLASI

26.2K 1.1K 107
                                    

Uraz ve annesi vedalaşırken ben onları hayran bir şekilde izliyordum. Uraz, Annesine çok güzel sarılıyordu bu görüntüye hayran olmamak elde değildi. Annesinin saçlarından bir tutam alıp kokladı. Çocuk ben sana kıyamam!

Kadın tepkisiz bir şekilde duruyordu ama urazın sarılmasına gülerek karşılık vermişti. Gözlerim bu sahneye karşı dolmuştu.

sultan hanımın, Gözleri sonra beni buldu karnıma dokundu.
"Bebeğine istediği şeyi al..." Karnım kendini beli ediyordu ve torununa istemeden de dokunmuştu.

Sesinde hala bir kırgınlık vardı. Ah komşum Melahat neden o ayakkabıyı almadın? Bunun hikayesini elbette dinleyecektim. onun da sırası gelecekti.

Urazın annesi bize el salladı, ne yapalım bizim vedamızda böyle oldu. uzaklaşana kadar gittiği yolu izledik.

"Buradan uzaklaşalım. İnsanlar bize tuhaf bir şekilde bakıyor." Bu İnsanlarda bir türlü gözünü çekemedi bizden!

Uraz'a baktığımda etrafa şaşkın bir şekilde bakıyordu. Gözlerini benden kaçırıyordu. Acı çektiğini görmemi istemiyordu.

Uraz gördüğüm kadarıyla güçlü durmaya çalışıyordu aslında içindeki gücün farkında değildi.

O çocukken güçlü olmayı öğrenmişti. Birden bire etraf kararmaya başladı. Zaman sanki çok hızlı bir şekilde ilerliyordu. kalabalık olan bu sokak şuan bom boştu. kimse kalmadı insanlar bir bir gidiyordu. Urazla birlikte kendimizi çok farklı bir yerde bulduk. Burası bir mağaraydı!

Burada ne işimiz vardı?

"Buraya niye geldik?" Diye sordum. Uraz etrafı inceliyordu buraya neden geldiğimizi çözmek istiyordu.
Zera uyan artık!

Hala uyuyordu, Annene çek dedikte bu kadar demedik!

"Zera uyuyor!" Dedim. Sıkıntılı bir şekilde nefes verdim.

Urazla birlikte bir mağarada tek başımıza kalmıştık. Burası çok korkunç bir yerdi. Uraz deri çeketini çıkarıp yere koydu ve üzerine oturdu.
Şu rahatlığa bak! Umutsuz vaka!

Bende ayakta kaldım. Bana yanını gösterdi.


"Otur" dedi. Bensiz de yapamazmış!
Biraz yaramazlık yapsam ne olur ki?
Yanına şap diye oturdum ve halimize güldüm. Bu gergin olan yere biraz mutluluk getirmek istiyorum. Uraz hiç üzülmesin o üzülünce bende üzülüyordum. Bu adamı bu kadar sevdiğimi bilmiyordum.

Urazın gözleri gülüşüm de takılı kaldı. Sararmış dişlerime umarım bakmıyor!
"Güzel gülüyorsun" dediğinde ona iyice sokuldum. Parmağımla gamzesinin olduğu yere dokundum.

"Sen gülünce burada bir çukur oluyor ve ben hastasıyım!" Böyle sevimli bir şekilde konuşunca beni kendine çekip güzelce sarıldı.

"O zaman ben hep gülerim." Dedi.
Başıma bir öpücük koydu. Saçlarımı kokluyordu. En son ben ne zaman banyo yaptım? Umarım pis kokmuyordum! Endişeli bir şekilde uzaklaştım ve saçlarımın uçlarına koklamaya başladım.

"Ay güzel kokuyormuş!" Dedim. Rahat bir nefes verdim. Urazın kahkasını duyunca bir tane hafif olacak bir şekilde vurdum.

Şimdi biz böyle güzel bir şekilde gülünce mutlaka başımıza bir şey geliyordu. Kızım uykun ne ağır! Artık uyan! Bu içimdeki çığlıkları sağır sultan bile duydu. Sen hâlâ horluyorsun.

Kıyamıyorum uyandırmaya da!

Urazın omzuna yaslandım ve kafamı yukarı kaldırdım. Annesiyle ilgili konuşmak istemiyordum çünkü onu hatırlatıp üzmek istemiyordum.
"Uraz!" Diye sesimi yükseltim sonra devam ettim.

"Biliyor musun? Kan şekerim düştü bir iki tatlı söze ihtiyacım var" diye cilveli bir şekilde söylendim.

Bolca ilgi istiyorum ve güzel söz.

"Çok güzelsin!" Dedi.

Güzel olduğumu biliyorum bunu dile getirmene gerek yoktu ki!

Memnun olmayan bir ses tonunda, "Bunu biliyorum" dedim
Uraz biraz düşünmeye başladı. Bana güzel söz söylemek kolay değil. Bu aralar iyice zor biri olmuştum.

"Hayatımda olduğun için çok mutluyum."

Bu işte çok hoşuma gitmişti.

Anne romantikliğinizi bölmek istemiyorum ama gitme zamanı geldi.

Sonunda uyandın! Uyuyan güzelim...
Birde başıma kaynana mı kesildin?

Anne! Senin kızınım

zera'nın esnediğini hissediyordum... Bu çok güzel bir hissti.

Annecim, hemen köşenizde iki tane bıçak var birbirinizi öldürün.

"Uraz bu kızın kafayı yemiş! Sabahtan beri uyuyor. Yeni uyandı ve bana diyor bıçakla birbirinizi öldürün!"

Köşeye baktığımda iki tane bıçak vardı uzanıp aldım.

Anne beni niye babama şikayet ediyorsun? Geçmişe gelmenin bedeli buysa bu benim suçum değil!

Baban yabancı değil içimizde ne yaşıyorsak bilmeye hakkı var!

Şimdi ne yapacağız?

Sol bileklerinizi keseceksiniz kanınız buraya akacak ve öleceksiniz!

Sen nasıl bu kadar soğuk kanlısın! Öyle bir rahat anlatıyorsun ki? Sanki çok normal bir şey yapıcaz.
Sonuçta benim ve babanın kızısın ne bekliyorum ki?

Şimdi bizim kanımız buraya akmalıydı!

Biliyorum bölüm geç geldi ve ben bunun için çok üzgünüm. Bu aralar çok yoğunum.

Ev taşıyoruz!😔

Bir kaç gün sonra otobüs yolculuğu yapıcam o zaman üst üste bölüm atıcam söz veriyorum...❣️😘

Yeni bölüm nasıldı?

OYUNCAK BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin