Uraz kahkaha atıp gülmeye başladı. Eliyle beni işaret ederek,
"Yüzün..." Dedi tekrar sesli bir şekilde gülmeye başladı. Yaptığım güzel kek gitmişti. Ağlamak üzereydim.
"Çok komik duruyor."
Uraz gülüyordu ben içimden ağlıyordum.
"Biliyor musun? Şuan seni parçalamak istiyorum. Benim biricik kekim gitmiş sen gülüyorsun." Diye kızgın bir şekilde konuştum.
Uraz yanıma geldi. Bana sıkı bir şekilde sarıldı.
"İstersen çizip eski haline getirebilirim." Diye bir öneride bulundu.
Uraz benden bir cevap bekliyordu.
"Hayır istemiyorum." Dedim ve odama çekildim.
Kendimi direk yatağın üstüne attım. Hiç elimi yüzümü yıkayamazdım. Kek yaparken yoruldum. Yüzümü bok götürüyor olabilir ama oturunca kalkmak istemiyordum.
Burası çok sıkıcı olmaya başladı.
Mutsuz bir şekilde elimi yüzümle birleştirdim. Gözüme çarpan kutuyu görünce yanına gidip açmak istedim ama çok üşeniyordum.Acaba o kutuda ne vardı? Biraz oturduktan sonra gidip açtım. Çok eski şeyler vardı.
"O benim geçmişim." Urazın sesini duyunca biraz irkildim. Sarışın küçük bir çocuk vardı. Gözleri denizin en güzel mavisine sahipti.
"Ya küçükken ne kadar şeker bir şeymişsin" dedim.
Uraz çapkın bir şekilde güldü ama gözlerindeki acıyı görebiliyordum.
Yanıma gelip oturdu.
"Çocukluğum gitti ben o Urazı özledim." Diye itiraf etti. Benim çocukluğum yoktu yani özlenecek bir tarafı yoktu.
Sesi üzgün çıkmıştı. Bu kutuyu niye bana anlatıyordu?
"Küçükken insanların bana karşı olan kötü davranışlarını hep altan alırdım." Dedi. Derin bir iç çekti.
"En çokta annemin. Beni hiçbir zaman sevmedi. Gözlerinde hep öfke vardı. Suçlu olmadığım halde bana kızardı. Okulda derslerim her zaman iyiydi. Annem birazcık olsun benimle gurur duysun diye çok çalışırdım."
İçim niye bu kadar burkulmuştu?
"Misafir gelirdi bize herkes aldığım notları överken Annem beni herkesin içinde küçük düşürürdü."
Urazın yanındaydım. Bunun için elini tutup ona hafif bir şekilde gülümsedim.
"Annem beni biraz olsun sevsin istedim. Sevmedi ne yaptıysam o gözlerindeki bakış değişmedi. Çok güçsüzdüm. Başımda kimse yoktu. Ne anne ne de baba!"
Mavi gözleri neredeyse ağlayacak gibi oldu.
"Ben keşke çirkin olsaydım ama beni seven bir ailem olsaydı. Biraz büyüdüğüm zaman annemin sevgisizliğini kabullenmeye başladım. Onlardan uzaklaştım."
Sesi titriyordu. Dayanamadım ve sıkı bir şekilde uraza sarıldım. Ben bugün bu yaralı adamı affetmiştim. Ona karşı hiçbir kırgınlığım yoktu.
"Ben onlar yüzünden bu haldeyim. Bu sefer çok uzaklara gideceğim." Dedi.
"Uraz ben seni affetim. Bizim için bir şans olabilir. Lütfen beni bırakma." Dedim.
Defalarca beni öptü.
"Bu sefer öleceğim... Kullandığım ilaçlar beni mahvetti."
Gözlerim dolmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCAK BEBEK
Romance+18 İÇERİR! "Soyun!" Şimdi ben ne yapacaktım? *** Leyla işe ihtiyacı olan bir genç kızdı ve Her şey gördüğü bir gazete ilanıyla başlamıştı. "OĞLUMA OYUNCAK BEBEK OLUR MUSUNUZ?" bu iş ilanıyla o eve gitmişti. Karşısında duran adamı dinliyordu. "Uraz...