ÇETE LİDERİ

9.7K 594 174
                                    

Birkaç gün önce

Zeradan...
Bugün benim için okulun ilk günü olacaktı. O yüzden fazla bir bakım yapmadım. Kızıl olan saçlarımı gelişi güzel bir ev topuzu yaptım.

"Sabahları uyanmayı hiç sevmiyorum!" Diye sitem ettim.

Okul üniforması giymekte ne? Böyle bir saçmalık mı olur?

Bazı görüntüler görüyordum. Bunlar iyi şeyler değildi. Sakin durduğuma göre galiba alıştım.

Aşağıya inince sonya abla bana kısa bir bakış attı.

"Kız sen savaşa mı gidiyorsun?" Diye o tatlı ses tonuyla konuştu.

Hafif bir şekilde gülümsedim.

"Okula gitmek zaten benim için bir savaş."

Arkamdan bir öksürme sesi geldi.

"Kızım..."

Babamı görünce boğazım düğümlendi. Gidip sıkı bir şekilde sarıldım. Baba seni çok seviyorum.

"Baba seni çok seviyorum." Dedim.

Mavi gözleri sevgiyle parladı.

"Bende seni çok seviyorum."

Babamın benden hiç gitmesini istemiyorum. Gördüğüm görüntüler iyi değildi.

Kahvaltımı ettikten sonra şoför beni okula bırakmıştı. Okula ilk adım attığımda beni karşılayan şey bir sürü ses oldu.

Aslında herkes kendi halindeydi ama sanki beni izliyorlardı.

Kızın saçları boya mı?

Ne kadar güzel bir kız!

Etrafımdaki sesleri susturmak istiyordum.

Bu okula ilk defa geliyordum ama bütün yerleri biliyordum.
Kütüphane ilk koridorun sağındaydı.

Kızlar lavabosu üst katta.

Kağan çok yakışıklı!
Kağanı yatağımda istiyorum.

Yeni gelen burslu öğrenciye çok iyi bir ders verecek.

Kağanı etkilemek için eteğimi yukarıya çekmem lazım.

Bunu söyleyen kıza acıyarak baktım.
Bu Kağan kimdi? Niye herkes ondan bahsediyordu?

O vahşi bir çocuktu. Depoda bir çocuğu dövüyormuş. İlk önce müdürün yanına gittim. Beni çok güzel bir şekilde karşıladı.

Güler yüzlü bir müdürümüz vardı.

Bu kız buraya çok para getirecek.

Şimdi meselenin para olduğunu anladım. Beni sevdiği için gülmemiş.
Babam zengin olduğu için bana iyi davranıyormuş.

Sınıfımı öğrendikten sonra müdürün odasından çıktım. Kağan denen çocuğu bulmam gerekiyordu.

En alt katta indim. Tuhaf sesler geliyordu. Bir inleme sesi geldi.

"Kağan yapma..."

Keşke burslu olmasaydım. Bu zengin züpeleri beni dövmezdi.

İçeri girdiğim zaman ilk önce bana bakan bir çift yeşil göz gördüm. Kağanın çok güzel yeşil gözleri vardı.

Gözleri çok güzeldi toprak da yeşeren bir bitki gibiydi... Çok canlı duruyordu.

"Bu kim?"

Esmer olan bir çocuk bana doğru geldi. Daha doğrusu yürümeye kalktı.

"Buraya girmek yasak!"

Yerde sandalyeye bağlı olan çocuğa baktım. Gözlükleri yere düşmüştü ve camı kırılmıştı.

Kağan yeşil gözlerini bana dikti.

"Şimdi defol git."

"Çocuğu bırakın!" Dedim. Sesim gayet kararlı bir şekilde çıkmıştı.

"Burada benim kurallarım geçer."

Dalga geçercesine kollarımı birbirine bağladım.

"Oraya benim kurallarımı da ekle!"

Depoda benle birlikte altı kişi vardı. Herkesle göz teması kurdum.

Yerdeki çocuğu işaret ettim.

"Burası bir eğitimi kurumu. Buraya beleş gelmedik değil mi? Burada okumak için para veriyoruz. Sen Kağan harmanlı! Bu gerçeği sakın unutma. Burası sadece senin değil bizim!"

Burada bulunan kişiler bana şaşkın bir şekilde baktı.

Kağan bu kızı sikecek!

Gülmeye başladım.

Kağan niye bir şey demiyor?

Kağan lafı yedi!

Kağan bana doğru gelmeye başladı. Kolumu tutup öfkeli bir şekilde sıkmaya başladı.

"Şuanlık yenisin! Yoksa seni doğduğuna pişman ederdim!"

Ben zera seçkindim kimse benim kolumu böyle sıkamazdı!

Kağan bir tane geçirdim.

"Senin yaptığın şey zorbalık! Haddini bil. Dört kişi olmuşsunuz! Bu çocuğu dövüyorsunuz! Yoksa sen bir korkak mısın? Gücün sadece zayıf insanlara mı yetiyor?" Diye öfkeli bir şekilde konuştum.

"Merhaba... Ben dörtgöz!"
***

Evet yeni bölüm nasıldı?

Zerayı seviyor musunuz?

OYUNCAK BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin