YORGUNLUK

6.7K 356 253
                                    

Kendime karşı çok yorgundum. Ne yaşadığımı bilmiyordum. Kafam çok karışıktı. Kendim için ellimden bir şey gelmiyordu. Oturup sadece izliyordum. Güçlü olmam gerekiyordu. Bu kadar zayıf olduğumu bilmiyordum.

Saçımı kesen kıza baktım.

"Saçında bit var." Dedi saçımı kesmeye devam etti. Uraz en çok saçlarımı koklamayı severdi. Ona dur diyemedim. Yere düşen Sarı kıvırcık saçlarıma baktım. Tekrar ettim.

Uraz saçlarımı koklamayı seviyordu. Kesme, dur diye bağırmam gerekiyordu. Niye susuyordum! Bu işin geri dönüşü yoktu.

"Uraz saçlarımı koklamayı seviyor. Saçımı kesme..." Dedim.
Sesim bir fısıltı gibi güçsüz çıkmıştı. Saçımı kesen kadın beni duymuyordu ya da duymamazlıktan geliyordu.

Anne güçlü ol
Anne seni seviyorum

İçimde iki ses vardı. Onlar benim birer parçam olmuşlardı. Onların varlığı beni rahatlatıyordu.

"Kimsiniz?" Diye sordum. Saçımı kesen kadın bana acıyarak baktı. Bu bakışı biliyordum. İyi olmadığımı zannediyordu ama ben iyiydim.

Bu olanların mutlaka bir açıklaması vardı.

"Merak etme saçını çok güzel yaptım. Hem kısa daha çok yakıştı."

Yerde duran saçlarıma dokunmak istedim. Uraz koklamıştı...
Onun izi vardı. Ellerimi yumruk yaptım.

Öfkeli bir şekilde oturduğum yerden kalktım. Bana korkmuş gözlerle bakan kadına baktım.

"Saçımı niye kestin!" Diye bağırdım.

Hıçkırıklar içinde ağlamaya başladım. Artık gücüm tükenmişti. Kimse yanımda yoktu. Nasıl bir günah işledim. Tanrı beni neden sürekli sınıyordu? İnancım kalmamıştı.

"Saç...saçın bitlenmişti."

Sandalyeyi öfkeli bir şekilde yere attım. Paramparça olmuştu. Çığlık atmaya başladım. Kadın dışarı çıkmıştı. Seslerden dolayı bir kaç hemşire odaya gelmişti.

Bana sakinleştirici vermeye başladılar. Hepsinin ağızına sıçacaktım.
***
Bugün günlerden pazar günüydü. Haftanın son günü. Yine Uraz yoktu.

"Kurtar beni..." Diye fısıldadım. Bu haykırışlarım yoksa boşuna mıydı?
Ya her şeyi kafamda uydurduysam?

Urazla yaşadığım her şey gerçekti.
"Leyla Hanım yemeğinizi yemelisiniz..."
Hastane yemekleri hiç iştah açıcı değildi. Hem ben iyi değildim. Bu durumdayken nasıl yemek yiyebilirdim?

Ne yaşadığımı kimse bilmiyordu. Ben her saniye ölüyordum. Ruhum ölmüştü.

Solmuş bir çiçek tekrar hayat bulabilir miydi?
Ben artık bittiğimin farkındayım. Çürümüştüm...

Ne konuşmak ne de yemek istiyordum. Ben sadece ailemi istiyorum.
Omzumu umursamaz bir şekilde silktim.
"İstemiyorum." Etrafıma boş bir şekilde baktım.
Benim burada ne işim vardı?
Odamda yalnız kaldım. Kimse yanımda yoktu. Kaç gündür burada olduğumu bilmiyordum. Gözlerimi kapatmaktan korkuyordum. Uraz gelecekti. Biliyorum o ölmedi...

En son zera ile konuştum sonrası aklıma gelmiyordu. Her şey silinmiş gibi...

Metin bey
Sonya

Tırnaklarımla oynamaya başladım.

Bu işte başka bir şey vardı. Yoksa ben deli değildim. Yaşadığım her şey gerçekti. Kim ne derse desin!

Benim adım Leyla! İsmimin anlamı gece anlamına geliyordu. Uraz bu yüzden geceyi çok severdi.

OYUNCAK BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin