CEHENNEME HOŞGELDİN

4.8K 209 87
                                    

Annem sıradan bir ev kadınıydı. Babam ise bir memurdu. Aile duygusunu bana çok güzel yaşatmışlardı.

Ben doğmayı seçmedim onlar beni yaptı bu yüzden bana bakmak zorundalar. Bir çocuğun bütün sorumluluklarını almak zorundalar. O çocuğu yapıyorsan bakmak zorundasın.

Zera, çınar ve Aran...

"Oğlum kendine gel! O sadece oyun üzerinde olan bir şey..." Diye kendi kendime mırıldandım.

Leyla'nın çikolata rengindeki gözleri hiç aklımdan çıkmıyordu.

Oradaki hayatı sevmiştim ama onlardan vazgeçmem gerekiyordu. Annem yemek için bana sesleniyordu. Aşağıya inip yemeğimi yedikten sonra ayağa kalktım. Babam bana sert bir ifadeyle baktı.

"Yüzünü gören cennetlik!"

O oyun yüzünden ailemi çok ihmal etmiştim. Derin bir nefes aldım.

"Bunun için üzgünüm..." Dedim.

Annemle göz göze geldik. Beni her zaman Babamın yanında savunurdu.

"Orhan biliyor musun? Herkesin bahsettiği o muhteşem oyun var ya...
Oğlumuz orada birinci olmuş. Onunla gurur duymalısın."

Babam bir süre tek kelime etmedi.

"Bu oyun sana ne kattı? Derslerine çalışmak varken bu da ne! O bilgisayarı sen oyun oyna diye almadık! Ben senin doktor olmanı istiyorum!"

Babam çok baskıcı biriydi. Sürekli ders çalışmam konusunda beni uyarırdı. Bir kere olsun oğlum sen ne olmak istiyorsun? Diye sormadı.

"Bu oyun bana bir çok şey kattı. Acı çektikçe güçlü olmasını öğretti. Hayal gücüm gelişti... Baba önemli olan çok bilgili olmak değil hayal gücünü kullanmak."

Yanına gittim ve sarıldım. O benim babamdı. Baskıcı biri olsada en azından gerçekten vardı yanımda duruyordu.

"Senin ne kadar önemli bir insan olduğunu anladım. Hayatımda olduğun için kendimi çok şanslı hissediyorum. Oynadığım karakterin babası kötü biriydi annesi yoktu."

Babam da bana sarıldı. Mavi gözlerim ona çekmişti.

"Hatun bu oyun baya oğlumuzu değiştirmiş."

Babalar her zaman sert görünür ama çocuklarına karşı sevgileri vardır.
Babamın da sarılmaya ihtiyacı vardı.

Annem hafif bir şekilde güldü.

"Hiç sorma oyunda bir tane gelinimiz var. Çok güzel... Sarı kıvırcık saçları var. Çocukları bile oldu. Orhan sen dede oldun!"

Annem diziymiş gibi bütün olayları babama anlatıyordu.

"Evlenmek ve çocuk yapmak için çok gencim!" Dedim.

Annem ve babam gülmeye başladı. İçimde bir burkulma hissetim. Ben Leyla'yı çok özlemiştim. Onu özlediğimi hissediyordum. Şimdi bensiz ne yapıyordu?

Odama gelip derin bir nefes aldım. Bilgisayar ekranını açtım. Bana oyunla ilgili bir mesaj gelmişti.

Beni yeni bir oyuna davet ediyorlardı. Bu kararı vermeden önce çok iyi düşünmem gerekiyordu.

Karşıma ne çıkacağını bilmiyordum.
Herkes Leyla gibi olmayabilirdi...
Yeni bir hayat
Yeni bir karakter...

"Cesaretini topla ve o adımı at!" Dedim.

pes etmemek için mücadele etmem gerekiyordu. Bütün zorlukları aşacaktım. Niye böyle tereddüt ediyordum? Bir korkak gibi davranmaktan vazgeçmem gerekiyordu.

Derin bir nefes aldım. Ben korkak biri değildim. Mücadele etmem gereken bir savaş vardı.

Akın ve mert'i çağırmıştım. Aynı apartman dairesinde oturuyorduk. Olan biteni anlatım.

"Oğlum bence oyunu siktir et!" Diye konuştu Akın.

İçimdeki ses oyunu oyna diyordu. Mert üzgün bir şekilde bana bakıyordu.

"Sen kararını çoktan vermişsin."
Akın mavi gözlerimin içine bakıp konuştu. Benim için endişeli görünüyordu.

"Eğer bu turu kaybedersen ilk bölüme geri dönersin. Leyla ile tekrar yüzleşebilecek misin?"

Ben gittikten sonra onun ne yaşadığını bilmiyordum. Kim evlendikten sonra sıkılıp karısını terk ederdi ki?

Bu şerefsizliği yapan bendim...

"Bu oyun seni zorlayabilir..."

Mert ne diyordu? Sadece gülümsedim. Kendime güveniyordum. Bu oyunu kazanacaktım.
"Önemli olan zoru başarmak."
Ben kaybedeceğimi düşünmüyorum.

Kendimden emin bir şekilde oyunun içine girdim.

Terk edilmiş bir arazinin içindeydim. Takım elbiseli bir adam bana doğru geldi ve önümde eğildi.

"Efendim hoşgeldiniz!" Bana saygıyla bakıyordu.

"Burada ne oluyor?" Diye sordum.

"Ben cem efendim sizin sağ kolunuzum. Siz ülkemizde tanınan bir mafya adamısınız."

Mafya mı? Çocukken hep olmak istediğim meslek karşıma çıkmıştı.

Devam et dercesine el işareti yaptım.

"Kalacağınız ev hazır. Biraz kafa dinlemek size iyi gelecek. O yüzden evinizi insanlardan uzak bir yerde inşa ettik."

Ben hep insanlardan uzak tutuluyordum. Diğer evde öyleydi.

"Buradaki hikayem ne?" Diye sordum.

Cem derin bir nefes aldı.

"Efendim bundan iki yıl önce Ailenizi kaybettiniz. Anneniz kardeşiniz hepsi düşmanlarınız tarafından öldürüldü."

Cem üzgün bir şekilde bana bakıyordu. Elini omzumun üstüne koydu.

"Çok üzgünüm efendim. Başınıza gelen şeyler hiç iyi değildi. Sizin için hiçbir şey yapamadık."

Ben burada acı çekecektim. Gerçek dünyam burası değildi ama bütün duyguları yaşayacaktım.

O ailenin benim gerçek Ailem olamadığını biliyordum ama bütün duyguları yaşayacaktım. Adım kadar eminim bu oyun bana bir sürü oyun oynayacaktı.

Pes etmem için elinden geleni yapacaktı.

"Efendim ailenizin katilini bulamadık ama Erhan koçun kız kardeşi elimizde!"

Ailemin katilinin kızı elimdeyi. Bu oyun ikimiz üzerinde oynanıyordu.

"Kız nerede?" Diye sert bir şekilde konuştum.

"İşkence odasında... Ona acımayın çünkü onlar Ailenize acımadı."

O kıza karşı öfke hissediyordum.

"Beni kızın yanına götür."

Cem beni bir depoya getirdi. Zincirle duvara bağlı ona kıza baktım. Gözlerini siyah bir kumaşla bağlamışlardı.

Tuhaf olan kızdan hiç ses çıkmıyordu.

"Kızın adı Lidya buraya geldiğinden beri tek kelime konuşmadı."

Lidya denen kızın gözlerindeki kumaşı sert bir şekilde çektim.

Gri gözleriyle bana baktı. O gözlerde hiçbir duygu yoktu.

"Cehenneme hoşgeldin!" Dedim.

Canlar yeni bölüm nasıldı?

Olaylar olaylar olacak!

Lidya yeni karakter urazla sahneleri olacak smsmdmf

Leyla ile ilgili güzel planlarım var merak etmeyin;)

OYUNCAK BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin