Toprağa gömülü kül

17.9K 953 314
                                    

URAZ SEÇKİN

elimde keskin bir bıçak vardı. Bana göre bu biraz basit durmuştu. Neden bir balta çizmedim!

Aklımı sikeyim!

Derin bir nefes aldım. Bağlı olan üvey babamın vücuduna baktım.

"İlk önce bacaklarını keseceğim..." Dedim. Sesim nefret dolu çıkmıştı. Ondan bu kadar nefret edeceğimi tahmin edemezdim. Gözleri elimde tuttuğum bıçağı buldu.

Kıpırdanmaya başladı. ipleri çok sıkı bağlamıştım. Ağzındaki bantı sert bir şekilde çektim.

"Yalvarırım bırak beni!" Dedi.

İşte sevdiğim insan türü; korktuğu zaman yalvaran tipler sizi gönülden seviyorum.

"Affetmek yok!" Dedim.

Kızımın gözlerinden akan her gözyaşının bir cezası olacaktı. Bu adam Ölmek için bana yalvaracaktı.

Büyüttüğü çocuğun bir gün onun katili olacağını nerden bilecekti?

Bana az çok çektirmedi. Bugün benim hesap günümdü!

"Uraz sen ilaçların etkisindesin. Ne yaptığını bilmiyorsun!" Dedi.

Tek bir hedefe odaklanmıştım o da bu adamı bıçakla kesip öldürmek.

Bıçağı havaya kaldırdım ve bacağına sapladım. Bu çok hoşuma gitmişti.

Defalarca aynı şeyi uyguladım.

Fışkıran kana baktım. Kırmızı rengi hiç bu kadar gözüme güzel gelmemişti.

Kandan oluşan bir birikinti vardı. Yere çömeldim ve akan kanı izlemeye başladım. Kan durana kadar izledim. Bu sahne bana biyolojik babamı hatırlatmıştı. Biri öz diğeri üvey ikisininde canı cehenneme!

Üvey babamın gözleri açıktı sanırsam ölmüştü ve başı sola kaymıştı.

Onunla bir sokakta tanışmıştık. Bana iyi bir baba olacağını düşünmüştüm. Artık İstediğim her şeye sahiptim. Bir adım ve soyadım vardı. Sokakta serseri değildim. Bir zengin çocuğu olmuştum.

Beni bu eve getirdiğinde çok mutluydum çünkü sıcak bir yuvam olacağını hayal etmiştim. Bana deneyler yaptığı gün hayallerimde ölmüştü. Bir daha hayal kurmadım.

O yaşamayı haketmiyordu. Üvey babamı tekrar çizdim.

Aynı şekilde öldürüp tekrar çizdim öfkem dinmiyordu.

Ellerimdeki kan kurumuştu bu kokuyu hiç sevmezdim. Kan kokusu midemi bulandırıyordu.

Ölü bedenine baktım. İnsan yaşadığı her şeyin sorumlusuydu. Hata üstüne hata yapmıştım. Ellerim katil olmuştu aslında en başından beri benim ruhum katil olmuştu.

Tanrının yaratığı bir insanı acımadan öldürdüm. Giydiği gri rengindeki eski moda olan İspanyol paçalı kotu kan lekesi olmuştu. Giydiği gömleği yukarı kaldırdım ve bıçakla karnına düz bir çizgi çizdim. İçinde gördüğüm bağırsaklara baktım. Gri rengindeki ince  bağırsakları elime tutup çektim.

Midem bulanıyordu!  Kemikleri görünüyordu ve ben bunları kırmak istiyordum. Bütün kemiklerini bir çekiçle kırdım. Sinirlendiğim tüm olaylar için bir darbe indiriyordum.

Bana umut verdiğin için!
Bana bir baba olmadığın için!
Beni deney olarak kullandığın için!
Sevdiğimi benden uzak tutuğun için!
Kızım gözümün önünde acı çekti ve ben hiçbir şey yapamadım! bu da canımı yaktığın için!

Sana güvenimi boşa çıkardığın için!

Soluk soluğa kalmıştım. Ter içindeydim ve parçalanmış bedene baktım. Vurduğum yerler çürümüştü Yanımdaki benzin kutusunu üvey babamın üzerine döktüm.

İki can aldım... Huzursuz olmam gayet doğal.

Neden bu kadar çok titrediğimi bilmiyordum. Kibriti çaktım ve biraz uzaklaşıp bu elimdeki küçük ateşi üvey babamın bedenine attım.

Üvey babam çayır çayır yanıyordu. Ben sadece izliyordum. Ben yanarken o da beni izlemişti. Ödeşmiş olduk.

Yanık et kokusu alıyordum etrafta birazda kan kokusu vardı.

Küllerini elimle topladım. Beyaz kemikleri tutmakta zorlandım.

Topladığım külleri bir toprağın altına gömdüm.

"Bana yaşatığın her şeyin bir bedeli olmalıydı. Sende ödedin! İşim seninle bitti!"

Elimi kot pantolonumla temizledim ve ailemin yanına gittim. Artık her şey daha güzel olacaktı.

***
Leyla'dan devam...

Zera'yı görmemle onu kucağıma aldım ve öpmeye başladım.

Onu çok özlemiştim. Kokusunu içime çektim ve ağlamaya başladım.

"Kızım..." Dedim ve ellerini öptüm.

Kollarını bana doladı. O küçücük ellerini tekrar öptüm.

"Abim nasıl böyle bir şey yapabilir?" Diye kızgın bir şekilde söylendi Anandi.

Kızıma sıkıca sarılıyordum çünkü ondan ayrı kalacakmışım gibi hissediyordum.

"Anne seni çok özledim..." dedi.

Yavrum benim. Bir daha asla ayrılmak yoktu. Kızıma uzun bir şekilde baktım hızlı bir şekilde büyüyordu.

Saçları aynı benimkisi gibi kıvırcık olmuştu. Tek fark onun
Kızıl saçları vardı ve kıvırcıktı beyaz teni parlıyordu. Mavi gözleriyle bana bakıyordu. Tombul yanaklarını ısırdım. O kadar tatlı duruyordu ki dayanamadım.

"Anne beni neden ısırdın?" Diye sordu. tekrar ona sımsıkı bir şekilde sarıldım.

"Çok seviyorum seni!" Dediğimde

Kıkırdamaya başladı. Zera bir yere baktı ve eliyle gel işareti yaptı.

"Gidiyoruz!" Dedi. Urazın sesiyle ona baktım. Saçları ıslaktı ne ara duş almıştı?

Bize doğru geldi ve hazırladığımız çantaları eline aldı.

"Bu evde bize ait hiçbir şey yok!" Dedi ve bütün eşyaları yere fırlattı.

Zera kucağımda duruyordu. Uraz ellini uzattı.

"yeni bir başlangıç için buradan gidelim." Dedi.

Evet yeni bölüm nasıldı?

Urazın sahnelerine ne diyorsunuz?

Ay bakalım daha neler neler olucak!

Uraz niye uzun süre banyoda kalıyor?

BİLENLER "💌" BU SİMGE 🤣❤️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️

OYUNCAK BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin