BÖLÜM~8🪴Kardeşim

510 132 346
                                    

Ahu kasabanın merkezine doğru attığı her adımda içinde büyük bir çelişki barındırıyordu. Sağ ayağını öne doğru attığında içindeki ses "Geri dön Ahu!" diyor, sol ayağını attığında ise "Durma git, bu senin hayatın." Kararsızlıkla ilerlerken pes edip geri dönmeyi istemeyecek kadar uzaklaştığında bir tarafı susturup kendini haklı çıkartacak sebeplere yoğunlaştı.

"Adam tam bir pandoranın kutusu. Verdiği üç beş bilgi ile hadi bakalım sus otur diyor. Dışarıdan baksan yalnızlığı nirvanaya ulaşmış bir bedevi gibi, ama nasıl oluyorsa nişanlı! Bir yerlerde bekleyen bir ailesi var. Öte yandan dengesiz, bir bakıyorsun samimiyetle gülümsüyor, ilgiyle sorular sorup yaklaşıyor, bir bakıyorsun nerden çıktın karşıma bir git de kurtulayımın sessiz çığlıklarını atıyor. Beni polise teslim etmeyi göze alamayacak kadar insanlara güvenmiyor, ormanla bir olmuş ağaçlara şefkat gösterip odunlarla arkadaşlık kuruyor. Bana bir hafta şans ver dedi beni sözde kendi güvenli alanına çekti ama bir haftanın sonunda ben gideceğim demedi. Ben anladım artık, kapısındaki köpekten daha değersizim onun için. Daha da beklemem. Kendi başımın çaresine bakacağım."

Ahu söylenerek hızlandırdığı adımlarla merkeze geldi. Gece geldiğine göre oldukça kalabalık buldu etrafı. Çevredekiler meraklı bakışlarla kendisini süzüyordu. Ahu da aynı bakışları onlara yönlendirdi. Kendini gazlayarak geldiği o noktada şimdi ne yapacağım çaresizliğini yaşadı. Etrafında dönerken bakkaldan çıkan iki kadın hızla yanına yaklaştı.
"Selamün Aleyküm kızım."
Ahu kadınlara baktı. Çekimser durarak
"Eee size de selam."

"Sen buralardan değilsin belli, birisini mi arıyosun?"
"Ben aslında şey, yaniii iş arıyorum."
"İş mi ne işi, adın nedir senin, kimlerdensin, misafir mi geldin turist misin, yoksa araştırmacı gazateci falan mı, nerede oturuyosun, kalıcı mısın, evli misin, bekar mı, anan babanla mı geldin yalnız mı...? "
Kadınların akıllarına gelen ve merak ettiği ne varsa ardı arkasına sordular. Ahu bir birine bir diğerine bakarken üst üste gelen sorularla sorguya çekilir gibi hissetti. Nasıl yanıt vereceğini bilemeyip panik halinde onları susturmak için bir çırpıda konuştu
"Ben Ormancının evinde kalıyorum."

İki kadın gözlerini sonuna kadar açarak, ağızlarından ayıplar vaziyette "uuuuuu" sesi çıktı. Kadınların tepkisi Ahu'nun aklına Ormancının kendisini saklama sebebini getirdi. Söylediğine pişman olarak ofladı. Ve kadınların içini rahatlatmak istercesine konuştu
"Ben Ahu, Ormancının kardeşiyim."

Kadınlar duyduğuyla rahatlayarak gülümsediler.
"Öyle söylesene kızım. Ormancı iyi adamdır hepimize iyiliği dokunmuştur. Sen de bakalım neye ihtiyacınız var da iş arıyorsun?"
Ahu'nun cevap vermesine fırsat vermeden diğer kadın konuştu.
"Neye olacak adamcağızın evi bir kadına göre değil ki içini donatacak kızcağız."
"Eee çalışmasına ne gerek var biz konu komşuyla hallederiz o işi."
"Doğru diyorsun kız. Haydi komşulara diyelim, herkesin kıyda köşede bir şeycikleri vardır. İdare ederler."
"Tamam, sen oğlana söyle arabaya alsın gelsin ona yükleyelim hemen götürelim. Kızım sen de durma meydanın ortasında hadi gel bizimle."

Ahu hızla yapılan planlamayla dehşete düşmüş gibi dinliyordu. Heyecanla doğru bir şey yaptıklarını zanneden kadınları nasıl durduracağını bilemedi. Ayağa kalktı.
"Yok olmaz, kabul edemem. Ormancının hiç hoşuna gitmez."
Kızın söylerini kibarlık olarak algılayan kadınlar.
"Olur olur çok da güzel olur. Ormancı sayesinde iki kış ne hastalık bildik ne soğuk. Bizim de ona bir faydamız olsun."
"Ne yaptı ki size?"
"Kız sen bilmez misin abini?"
"Abimi? Şey evet abim, yok bilmiyorum yani iyiliklerinden bahsetmez."

Kadınlardan biri değerine bakarak
"Bak nasıl mütevazi adam takdir edilesi. Ne benzer bizim koca müsvettelerine. Onlar bir yapsa bin söyler."
Kadın Ahu'nun koluna girerek çekeler gibi yürümeye başladı. Bir yandan da Ormancının aylarını nasıl geçirdiğini kısa bir özet gibi anlattı.
"Bu senin kardeşin bu kasabaya geldiğinden beri her gece bir başka ailenin ocağını yakıyor. Sabah bir kalkıyorsun kapında yığınla odun. Ne para bekler ne teşekkür. İşini sessizce halleder gider. Tam cennetlik."

ORMANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin