ORMANCI

BÖLÜM~56 🐦‍⬛ Hazırlıklar

Kapının girişinde durarak Ayşe'nin Selim'in sorularını kontrol edişini izleyen Kerem haftalar geçmesine rağmen neden Ayşe'yi içinden bir türlü atamadığını düşündü. Sadeliği, güzelliği, masumluğu delice etkiliyordu kendisini. O utangaç tavırları, bilmediklerinin karşısında takındığı sessizliği ve duruşu.. Her hareketi içini titretiyor, bakışına heyecanlanıp, gülüşüne tüm ömrünü sermek istiyordu.

Böylesine duyguyla sevdiği kadının kendisini istemeyişine derinden içerliyordu. Her şey çok güzel olabilecekken, hiçbir şey olamıyordu. Geçen zaman boşa tüketilen ömür gibi yaralıyordu. Gözünü bir türlü alamadığı Ayşe başını kaldırıp kendisini fark edince doğrulup ciddileşti. Mecburen odaya bir adım atan Kerem gülümseyerek doğal davranmaya çalıştı
"Ders mi çalışıyordunuz?"
Selim cevaba atlayarak
"Ayşe abla yapamadığım soruları anlatıyordu, hepsini yaptı."

Ayşe utanarak başını eğdi,
"Yapar tabii, Ayşe çok başarılı bir öğrenci, senin gibi.."
"Yok abi ben tedavi sürecinde çok geri kaldım ve toparlayamıyorum, sınav notlarım yerlerde. Bilmediğim konulardan sınava giriyorum."

"Destek alman gerek, İnci'ye söylemedin mi?"
"Söylemedim, annemmiş gibi sürekli benimle ilgilenmesini istemiyorum. Kendim hallederim."
"Halledebildin mi?"
"Hayır."

"O zaman bırak seninle ilgilensin ablan. Öğrenmeden geçtiğin her konu hayallerine giden yolda birer engel olur ve sen o zaman umut ettiğini alamazsın."
"Tamam abi, söylerim.."
"Gerek yok ben halledeceğim bu konuyu."

Araya giren Ayşe
"İsterse ben yardımcı olurum. Hem bana da tekrar gibi
olur."
"Sen kendi derslerinle ilgilen, çünkü senin de notların giderek düşüyor.."

Ayşe daha fazla bir şey söylemeyip sustu. Kerem biraz düşündükten sonra gülümsedi. Ardından Selim'e dönerek
"Eee gidiyor muyuz?"
"Ayşe abla da gelsin mi?"

Ayşe'ye dönen Kerem
"İstiyorsan sen de gelebilirsin Ayşe."
Araya giren Selim
"Ne olur sen de gel, lütfen lütfen..."

"Nereye gidiyorsunuz ki?"
"Termal havuza gideceğiz."

Başını anında sallayan Ayşe
"Yok, ben gelemem. Size iyi eğlenceler."
"Ama nedeeen, birlikte de çok eğlenebilirdik. Hadi abla yaaa.."

Kerem Selim'in ısrarını desteklemek isteyerek
"Başka bir işin yoksa gel, hem sana da değişiklik olur."
"Ben daha önce hiç havuza girmedim, daha doğrusu hiçbir su birinkitisine girmedim. O yüzden ben gelip de keyfinizi bozmayayım."

Gülümseyen Kerem
"İyi ya işte, bir ilk olur. Hadi hazırlanın gidelim."
Kerem itiraz duymamak için arkasını dönüp odadan çıktı.

Panikle peşinden giden Ayşe kolundan tutarak durdurdu. Değdiği noktanın alev ateş yanmasıyla koluna bakan Kerem anlamlandırmaya çalışırken, dokunuşundan rahatsız olduğunu düşünerek anında elini çekti Ayşe. Ardından bakışlarını Ayşe'ye yönelten Kerem

"Başka bir planın mı var?" diye sordu.
"Hayır planım yok, ancak benim havuza girmek için uygun kıyafetim de yok. Bu yüzden gelmemem daha iyi."
"Alırız. Başka sorun?"
Kerem'in itiraz kabul etmeyen tutumunu daha fazla zorlamak istemeyerek cılız bir sesle.
"Başka sorun yok." dedi.

Arabaya bindiklerinde Ayşe oldukça gergin ve sessiz iken Selim pür neşe sürekli konuşuyordu.
"Tedavi gördüğüm yerde bacak kaslarımı geliştirmek için doktorum sürekli yüzmeye götürürdü beni. Önce termal havuza sokup tamamen gevşememi sağlayıp sonra soğuk suya girerek şoklar gibi hareket ettirirdi. O soğuk sularda ne çok üşüdüğümü hatırlıyorum. İyi yanı yüzmeyi öğrendim. Çok kolay, sen de hemen öğrenirsin abla."