Asık suratlarıyla arabanın yanına gelen herkes birbirine baktı. Ali Karan cebinden anahtarı çıkartarak
"Kerem, sen annemi ve Ayşe'yi alıp birlikte eve geçin. Biz taksiyle bizim eve geçeriz."Araya giren Selim
"Abla ben Nevra Teyze ile gitmek istiyorum."
Yüzünü gömdüğü Ali'nin göğsünden kaldıran İnci, Nevra Hanıma baktı. Nevra Hanım
"Tabii bizimle geleceksin hayta, bundan sonra Ali'nin odası senin."Yeniden gözleri dolan İnci
"Ben çok teşekkür ederim, her şey için. Bana ve Selim'e sahip çıktığınız için."
"İmzayı hala atmamış olsanız da biz bir aileyiz artık. Hem güzel oldu böyle baksana, kalabalık..."İnci karnındaki bebeği hatırlayarak tebessüm ettiyse de akşamın hüznünü atması kolay olmuyordu. Kerem herkesi toparlayıp arabaya bindi. İnci'nin gözünün içine bakan Ali Karan
"Yapmak istediğin özel bir şey var mı?"
"Evimize gidelim Ali..""Önce bir yerlerde yemek yiyelim mi?"
"Aç değilim, canım yemek yemek istemiyor.""Anladım tamam o zaman kesin yemek yiyeceğiz hadi taksi bulalım."
"Ali ben istemediğimi söyledim?""Ne zaman yedin en son?"
"Sabah."
"E tamam, yazık değil mi o bebeciğe, yesin de büyüsün."
"Ali ama..""Tamam azıcık yersin bebek kadar."
"İyi de o şuan çilek kadar bir şey."
"Olsun güzelim lokmalarını o boyuta göre ayarlarım.."Pes edip sessizce Ali Karan'ın adımlarına ayak uyduran İnci bir süre sonra çekinerek konuştu
"Ali'm bir şey diyeceğim ama..?"
"Söyle canım?"
"Çilek kadardır dedim ya, acaba çilek var mıdır?"Gülümseyen Ali Karan
"Oooo benim Ahum aş mı eriyormuş.."
"Ya alay etme lütfen zaten garip bir şey, insan utanıyor."
"Garip mi bence çok keyifli lütfen canın ne isterse söyle sonuçta senin kocan market işletiyor, çilek mi bulamayacak..."
"Ama kış?"
"Ama hamilesin."
"O zaman bir yarım kilo alırız?"
Kahkaha atarak ilerideki taksiye el attılar.Eve gelince herkes kendi odasına çekildi. Pijamasını giyen Selim sessiz adımlarla odasından çıkıp Nevra Hanım'ın odasının önüne geldi. Kapıyı tıklatıp kafasını içeriye uzattı
"Nevra Teyze, Nevra Teyzeeee, Nevra Teyzee?"
"Efendim!"
"Uyudun mu?"
"Evet."
"Nasıl cevap veriyorsun o zaman?"
"Uyandırıldığımdan dolayı."
"Sonuç olarak şuan uyumuyorsun?""Ne istiyorsun Selim?"
"Aklıma fikir geldi."
"Oğlum sen laz mısın gece mi çalışıyor aklın, yat aşağı sabah söylersin fikrini."
"Fikir beni heyecanlandırınca uyuyamadım hemen paylaşmak istedim."
"Beni hiç cezbetmedi ama."
"Daha fikrimi duymadın ki?"
"Anlaşıldı tamam, gel içeriye."Selim çocuksu bir keyifle içeriye girip yatağa oturdu. Onun bu rahat tavrı Nevra Hanımın hoşuna gitse de
"Yatağa oturmanı söylemedim?"
"Yatayım mı?"
"Selim Allah aşkına beni sınıyor musun sen, yatma! Söyle ne diyeceksen de öyle uyu hadi.""Bence Ayşe Abla ile Kerem abiyi bir odaya sokup kilitleyelim."
"Bu mu?"
"Kötü mü?"
"İyi mi?"
"İyi gelmişti. Mecbur konuşmak zorunda kalırlar. Dertleri neyse çözerler böylece.""Selim hayallerimin çok ötesinde bir akşam geçirdim kafam çalışmıyor benim. Uyuyalım bunu sabah konuşalım."
"Tamam ama ikisi aynı anda evde olmuyorlar ki. Bence bu akşam kilitleyelim sabah sonuçları konuşalım.""Baya kararlısın yani bu konuda."
"Evet ne kaybederiz ki?"
"Doğru bir şey kaybetmeyiz."
"O zaman şöyle yapıyoruz, sen Kerem abiyi yanına çağıracaksın, ben de bir bahaneyle Ayşe ablayı Kerem abinin odasına çekeceğim sonra Kerem abi de odasına gelecek ve ben hızla çıkıp ikisini kilitleyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANCI
RomantikNişanlısının ölümüyle kendisini ormanlık bir labirentte bulan adam, tek başına doğru yoldan çıkmaya çalışır. Tek amacı adalet iken labirentin karşı tarafından koşarak gelen kadın yalnızlığına yoldaş olur. Ruhen yaralı bir adam ile kim olduğunu dahi...