Elinde mini valiziyle kapıyı kapatmadan önce geri dönüp baktı. En heyecanlı günlerini, en eğlendiği vakitlerini bu evde geçirmişti. Bu şekilde çıkıyor olmak içine oturdu. Boğazı düğümlendi; ancak aciz görünmekten nefret ettiği için başını dik tuttu ve kapıyı sert bir şekilde kapattı. Aşağıya indiğinde arabanın çoktan geldiğini gördü. Yan koltuğa oturup çantasını arkaya fırlattı. Konuşmak zor geleceği için selam bile vermeden
"Lütfen bir şey söyleme!" dedi.Arabayı çalıştıran Ümit zaten konuşacak durumda değildi. Oldukça gergin ve stresliydi. Bir süre ilerledikten sonra.
"Aslı Yenge, bak eminsin değil mi ikna edebileceksin kızı."
"Merak etme ben de geçtim o yollardan, kolay iş."Ümit hafif bir rahatlamayla Aslı'ya yan yan bakışlar attı. Bakışını yakalayan Aslı
"Lan göt herif! Daha yeni kızın birini becermişsin yusuf yusuf haldesin. Durup düşünüp pişmanlık yaşayacağına bana bakıyorsun!""Yok yenge yanlış anladın, ben öyle bakmadım sana. Uğur abime yamuk yapmam."
"Tabii tabii az evvel telefonda Uğur'a pezevenk diyordun şimdi abi mi oldu!"
"Yani aramızda bir espiri o."
"Ya bırak Allah aşkına beni yeme bari. Birazdan götünü kurtaracağım az dürüst ol. Kafanın içinde taşıdığın aygıtı kullan!""Kusura bakma Yenge, ben ne olacak korkusundan ne dediğimi bilmiyorum."
"Yenge deyip durma bana! Aslı benim adım."
"Eyvallah."Ormanda kalın gövdeli ağacın yakınına gelince durdu Ümit. Aslı etrafa göz gezdirdi.
"Nerede kız, kaçmış olmasın?"
"Yok kaçamaz halatla bağladım onu."
"İyi bok yedin!"Arabadan inen Aslı derin sessizlik içinde sadece yerdeki çalıların ayağının altında kırılma sesini duyuyordu. Büyük ağaca sarılı bağları görünce kızın karşısına çıkabilmek için diğer tarafa doğru yürüdü. Ağlayan yüzünü görünce korktu. Kafasını kaldırıp hemen Ümit'e baktı.
"Orospu çocuğu ne hale getirmişsin kızı."
"Biraz hırpaladım demiştim."
"Biraz mı? Öldürmeye ramak kalmış."Ümit cevap vermeyip dişlerini sıktı.
"Git arabadan su peçete falan getir. Az temizleyeyim yüzünü."
Ümit arabaya yürürken Aslı kızın başında eğilerek hızla konuştu."Bak güzelim içinde bulunduğun korkmuş ve yerle bir edilmiş onuru biliyorum. Bunu sana yapanın en büyük cezayı almasını istediğini de. Ama görüyorsun ki adam psikopat deli. Şimdi beni iyi dinle. Seni çözeceğim ve hastahaneye gidip darp raporu hatta tecavüz için de rapor alabilirsin. Sonra iyice dinlen. Yarın da o raporlarla polise git. Ben sana şahitlik ederim. Ama bugün sakın gitme. Yarın tamam mı?"
Kız ağlamaları arasında başını evet anlamında salladı. Ümit'in arabadan döndüğünü gören.
"Ama şimdi uslu bir kız ol ve şikayet etmeyeceğine ikna et Ümit'i. Bir de bana ismini söyle."Kız cevap vermeden Ümit geldi. Elindekileri sert bir şekilde alan Aslı. Peçeteleri ıslatarak kızın yüzündeki kanları sildi. Silerken de Ümit'in duyacağı şekilde konuşarak
"Bak canım, bir hatadır yaşandı. Şimdi sen polise gidersen herkes senin yaşadıklarını öğrenir ve sana kötü kadın gözüyle bakar. Tüm erkekler bugün yaşadıklarını sana tekrar yaşatmanın yolunu ararlar. O yüzden böyle durumlarda en iyi şey sessiz kalmak. Ve aynı hataya düşmemek. Beni anlıyorsun değil mi?"Kız kafası karışmış şekilde başını salladı.
"Güzel, şimdi seni hastaneye götüreceğiz."
"Hayır öyle bir şey yapmayacağız."Ümit'in kükreyen sesine bakan Aslı
"Ne yapacağız, kızı ormanda bırakıp kaderine mi terk edeceğiz."
"Şehirde kamera var onlara yakalanmak istemiyorum."
"Haaa o kadar beynin çalışıyor yani, o da götünü kurtaracak kadar."
"Biraz ağır oluyor ama."
"Şu kızın suratını gördümya sana ne desem hafif kalır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANCI
RomanceNişanlısının ölümüyle kendisini ormanlık bir labirentte bulan adam, tek başına doğru yoldan çıkmaya çalışır. Tek amacı adalet iken labirentin karşı tarafından koşarak gelen kadın yalnızlığına yoldaş olur. Ruhen yaralı bir adam ile kim olduğunu dahi...