BÖLÜM~ 50 🔗 Nişan

209 22 87
                                    

Karanlığa sığınarak evin önünde oturmuş sessizliğin içinde Kerem'in gelmesini bekledi Ayşe. Aynı evin içerisinde ama birbirlerini göremeyecek kadar yoğun bir temponun içindeydiler. Denk geldikleri zaman dilimi çok azdı onda da birinin dersi, diğerinin dinlenmesi derken birlikte geçecek olan anlar uçup gidiyordu.

Kerem bu akşam erken çıkacaktı, bunu bildiği için tüm derslerini ayarlamıştı. En azından bir kaç saat oturup sohbet etmek istiyordu. Ne varki gelmesi gereken saat çoktan gelip geçmişti ve ortada yoktu. Kesin hastanede işleri uzadı diye düşünürken, ne olur bir süre kimse hasta olmasın Allahım dedi. Hemen ardından gelecekteki evliliklerini düşündü, yok mahiyetinde bir koca çok can sıkıcı olur herhalde diye düşünürken gülümsedi. Aynı hastanede çalışırız belki...

Arabanın sesini duyunca kalbi hızla çarpmaya başladı. Sonunda gelmişti ve beklediğine değecekti. İstemsiz yüzüne yayılan gülümsemeyle yaklaşmasını bekledi. Kerem yorgun ve dalgın haliyle yürürken Ayşe oturduğu yerden bir anda kolundan tutup çekti. Kerem beklenmedik bir anda gelen bu çekiştirmeyle korkarak iç çekti.

Ayşe'nin gülen yüzüne baktı
"Ayşe?"
"Kerem."
"Ne yapıyorsun burada?"
"Seni bekliyorum."
"Beni mi, bir şey mi oldu?"
"Evet, günlerdir göremiyorum seni. Sanırım özledim."

Ciddi bir sıkıntı duymayı beklerken Ayşe'nin dudaklarından dökülen sözlerle anında yumuşadı. Ve direkt Ayşe'ye sarıldı. En içten, en sıcak, en sevgi yüklü sarılmasıydı. Gözlerini kapatarak huzurun bedenlerini sarmasına izin verdi. Ayşe de sevdiği kokuyu solumanın güzelliğiyle özlemle sarılarak karşılık verdi.

Hafifçe geri çekilen Kerem burun buruna gelen yüzleriyle baktı. Çekingen duruşunu bozmadan bakarken bu kez Ayşe dudaklarına uzandı. Karanlıkta öpüşürlerken tüm heyecanları birbirine karıştı, Kerem'in elleri sarmaladığı sırtı hafifçe okşamaya başladı. Elleri aşağı doğru kayıp kalçalarına geldiğinde Ayşe istemsiz bir şekilde inledi.

Anında geri çekilen Kerem nefes nefese kalmış gibi
"Burada mı takılacağız?"
"Nevra Hanım gecede iki üç kez kontrol ediyor. Ona yakalanmaktan çok çekiniyorum."

"Ahh anne yaa, ben de ters bir şey söyleyip seni gücendirecek diye korkuyorum."
"Allah var bir şey söylemiyor ama bakışları..."

"Tamam sen benim odama geç, annemi ben hallederim."
"Olur, ne hazırlayayım ne içersin?"
Gülümseyen Kerem,
"Sıcak çikolata?"
"Aklımı okudun."

Kerem kısacık bir öpücük daha dudaklarına bıraktı, sonra eve girdiler. Ayşe mutfağa geçerken Kerem annesinin odasına girdi. Camın önünde oturmuş yarı uyur vaziyette kitabına bakıyordu. Sessizce kitabı elinden aldı ve koluna girerek ayağa kaldırdı.

"Kerem, Ali'mden haber var mı?"
"Abim iyi anne merak etme."

"Özledim onu, ölmeden bir kez daha görür müyüm?"
"Ne ölmesi anne, tüm kontrollerini yeni yaptırdım. Gayet iyisin."

"O saçma testler içimdeki özlemin boyutunu da ölçebiliyor mu? Kalbim acıyor be oğlum.."
"Ahh anne.. Sana söz abimle bu konuyu görüşeceğim. Hadi ilacını iç de yat."

"Ben ilaçlarımı içmiştim."
"Bu kalpteki sızıları azaltmak, daha rahat uyumak için."

"Sızımın dermanı belli.."
"Dermanı da yatırır seni elbet, iyi uykular anne."
"Çok yorgun gözüküyorsun, sen de dinlen."
"Tamam."

Kerem üzerini örtüp alnından öptü ve ışığı kapatarak odadan çıktı. Kendi odasına girince çalışma masasındaki içeceklerle Ayşe yatakta oturmuş bekliyordu.
"Gelene kadar soğudular biraz."
"Ilık çikolatayı daha çok severim zaten."

ORMANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin