BÖLÜM~27⭐️Ali Karan

415 36 212
                                    

"Kerem, hemen yanıma gel!"
Kapıdan kafasını uzatan Kerem
"Anne yemin ederim hiçbir şey bilmiyorum, tek bildiğim daha anlayışlı olursan her şeyi öğrenebileceğimiz."

"Kerem sakın abin.."
"Sandığın gibi değildir, gereksiz kuruntu yapma biliyorsun kalbine iyi gelmiyor. Ben çıkıyorum."

"Sen nereye gidiyorsun?"
"İşim var, akşama gelirim."
Kerem odasına girince Annesi ardından sitem eder gibi başını cama döndürdü.
"İki kardeş ananızı burada tek bırakın sonra kuruntu etme kalbine iyi gelmiyor! Hala attığına şükredin.."

Kerem en az Ali Karan kadar giyimine dikkat ederek hazırlandı. Arabanın anahtarını da alarak hızla evden çıktı. Doğruca kız yurduna geçti. Güvenlikten Ayşe'nin ismini anons ettirerek bekledi.

Üzerinde eşofmanlarıyla inen Ayşe kapıda arabasına yaslanmış halde Kerem'i gördü. Başındaki gözlüğü, gülüşündeki içtenliği ve nice mankenleri aratmayacak giyimiyle katologlardan fırlamışçasına bakıyordu. Ayşe üzerindeki var olan tek eşofmanına bakıp dudak büktü. O haliyle aşağı indiğine delice pişman oldu. Binadan çıkıp arabaya yaklaştı.

"Hoş geldin Kerem, açıkçası beklemiyordum şaşırdım."
"Biraz boş zamanım vardı belki çevreyi gezmek istersin diye düşündüm."
"Çok isterim tabii."
"Tamam gidelim o zaman."
"Ben üzerimi değişsem?"
"Tamam ama çok bekletme."

Rahatlayıp gülümseyen Ayşe hızla odasına çıktı. Tüm bedenini bir heyecan duygusu sarmıştı. Dolabından kotunu ve gömleğini çıkartırken içi içine sığmıyordu. Üzerini giydikten sonra lavaboya koşup uzun saçlarına baktı. Karışık görüntüsünü azaltmak için tepeden toparlayıp ördü. Annesinin 'oh ne iyi ettin de toparladın saçını, yüzün gözün açıldı!' sözü kulaklarında çınladı. Nasıl olduklarını merak ettikleri özlem burnunu sızlatsa da o hasretliğe kapılmak istemeyerek kendisini odadan dışarıya attı.

Kerem birlikte aldıkları kıyafetlerin içinde gördüğü Ayşe'ye yeniden gülümsedi.
"Çok hoş gözüküyorsun."
İlk defa duyduğu iltifat karşısında ne diyeceğini bilemeyen Ayşe
"Yok canım, oldukça sıradanım."
Ön kapıyı açıp Ayşe'ye oturması için yol gösteren Kerem
"Sıradan kelimesi hiçbir özelliği ve değeri olmayan şeyler için kullanılır, sen sıradan değilsin!"
Kapıyı kapatıp kendi koltuğuna doğru yürürken Ayşe hafifçe gülümseyerek kendi kendine sordu
"Bana değerlisin mi demek istedi?"

Arabaya binen Kerem motoru çalıştırırken
"Eeee nasılsın bakalım, yurda alıştın mı?"
"Bilmem iyimdir herhalde."
"Neden kendinden bihabersin?"
"Yurtta vakit pek geçmiyor, sanırım okullar açılmadığı için öğrenci de yok, oldukça sessiz ve yalnızım. Ama elbette halime şükrediyorum."
"İki haftaya öğrenciler gelmeye başlar, sıkılmazsın sen de."

"Kitaplar için teşekkür ederim, yalnızlığıma iyi geldiler."
"Rica ederim, daha fazla almak istedim ama tarzını bilemedim."
"Bir tarzım yok biliyorsun, içinde yazı olması yeterli."
"Tamam bir dahakine gazete alırım sana, böylece işi ucuza kapatmış olurum."
"Ücretlerini karşılayabilirim."
"Yok daha neler, şaka yapıyorum."

"Peki senin tarzın ne?"
"Ben fantastik seviyorum, gerçeklik beni yoruyor o yüzden kitap okurken hayal dünyamın uçuk kaçık şeylerle dolması hoşuma gidiyor."
"Sanırım ben hiç fantastik roman okumadım."
"Sahi mi, öyleyse kendi kitaplarımdan getiririm sana. Ya da alırız, senin kitaplığın genişlesin."

"Hayır hayır kendi kitaplarını getir. Yurtta kütüphane oluşturacak kadar yerim yok."
"O da doğru, tamam nasıl istersen. Merak ettiğin bir yer var mı önce oraya gidelim."
"Merak etmem için önce nelerin var olduğunu bilmem gerekiyor."
"Yani o da doğru, o zaman soruyu değiştiyorum. Tarihi turistik yerleri mi, doğal güzellikleri mi görmek istersin?"
"Tarihi bilmeden turist olmayayım, doğal güzellikleri seçiyorum."

ORMANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin