"Ahu Hanım?"
"Memur bey..."
"Bir sıkıntı mı var bu saatte buradasınız?"
"Eeee şey yok yani ben bir gelişme var mı diye sormak için gelmiştim."
"Bu saatte?"
"Karakollar 24 saat açık değil mi?"
"Elbette açık ancak normal vatandaşlar bu tarz bilgilendirmeler için mesai saatlerini tercih ederler."
"Pekala, demek ki ben normal değilim."Ahu daha fazla cevap vermek istemeyerek başını eğdi. Onun sessizliği karşısında polis memuru yanına oturdu.
"Ahu Hanım, belli ki bir sıkıntınız var, yanınızdaki o adam nerede?"
Ahu cevap vermeyerek suskunluğuna devam etti.
"Ne zamandan beri burada bekliyorsun?"
"Sorguya mı çekiliyorum?"
"Hayır sadece size yardımcı olmaya çalışıyorum."
"Teşekkür ederim ama yardıma ihtiyacım yok."
"Ahu Hanım?"
"Sizin işinizin başında olmanız gerekmiyor mu?"
Ayağa kalkan Polis
"Pekala, ben içerideyim."Ahu hiçbir şey söylemedi. İçeriye doğru yürüyen adama baktı. Geçen sefer Ormancı kağıdı yırtmasaydı veya kendisiyle kalması için ısrar etmeseydi bu adamın yardımını kabul edecekti. Ormancının sözlerinden midir yoksa sabah sabah yaptığı sorgulamadan mı gereksiz samimi geldi Ahu'ya. Tam içeriye girecekken dönüp yeniden Ahu'ya baktı. İstemsizce göz göze geldiler. Ahu zoraki bir sırıtma yaparak önüne döndü. Ne yapacağını bilmeden geceden beri oturduğu o bankta kendisine yardım edebilecek kişiyi de istemiyordu. Polisin sunacağı seçeneklerle başka bir evde, başka bir odada yalnız kalmak veya tanımadığı insanlara durumu anlatıp onlarla bir araya gelmek de istemiyordu. İstediği tek şey vardı ki o da kendisini istemiyordu. Öylesine üzgün ve çaresizce oturdu.
Guruldayan karnını tutunca bir gün önce Uğur'un ona verdiği zarfı hissetti. Çekip çıkarttı. Zarf yapıştırılmamıştı. Açıp okumakla özele saygı duymak arasında kaldı. Önce açmamalıyım diye düşünerek yeniden içine soktu. Sonra bir çırpıda zarfı açıp içindeki kağıdı çıkarttı. Yazılanları okuyup yeniden zarfın içine soktu. Bir süre ne yapması gerektiğini düşündü. Ardından aklına gelen tek çözümle ayağa kalktı ve içeriye girip aynı memurun karşısına dikildi.
Masasında çay ve simit ile kahvaltısını yapan Polis memuru yüzüne zafer kazanmışçasına bir gülüş yerleştirdi. Ellerini susamdan ayırmak ister gibi çırpıp arkasına yaslandı, Ahu'nun ne söyleceğini bekledi. Ahu adamın yüzündeki ifadeden hoşlanmadı ve o an başka bir polise gitmediği için delice pişmanlık duydu. Kabalık etmemek için söze girdi:
"Belki de bir konuda yardım edebilirsiniz diye düşündüm."
"Dinliyorum."
"Şey, benim yanımda hiç para yok toplu taşımaya binemiyorum, acaba beni evime götürebilir misiniz?"
"Ev? O adamın yaşadığı yer mi?"
"Evet o adamla yaşadığım yer."
"Buna emin misin? Bak istersen sana yalnız yaşayabileceğin bir daire bulabiliriz. 1+1 eşyalı bir ev. Kirasını da dert etme önce ben hallederim sonra sana iş buluruz ve..."
"Özür dilerim sanırım başka birinden yardımcı olmasını istesem daha iyi."Ahu hiç beklemeden arkasını döndü. Bir adım atmıştı ki kolundan tutulup döndürüldü. Polis memuru ile göz göze geldiler. Ahu'nun sinirli bakışlarına kıyasla kendisi etkileyici bakmaya çalıştı.
"Ben sadece bir seçenek sunmak istedim, ama tamam sen nasıl istersen."
"Bakın belli ki çok fazla aklınız var istemediğim halde bana da vermeye çalışıyorsunuz. Ama ben sadece hafızamı kaybettim düşünme ve mukayese etme yeteneğim hala aktif. Dolayısıyla siz en iyisi size fazla gelen aklınızı işinize yönlendirin. Ben de başka birinden yardım isteyeyim.""İşim bu benim vatandaşlara yardımcı olmak. Bekleyin burada amirime haber verip geleyim."
Ahu onaylayarak masanın önündeki sandalyeye oturdu. Yaptığı şeyin doğruluğundan pek emin değildi ancak içindeki mektup Ormancıyı yeniden görebilmek için tek bahanesiydi. Belki de bu sayede özür dilemek için de bir fırsatı olurdu. Beklerken burnuna gelen simitin kokusu Ahu'yu daha fazla acıktırdı. Yeme isteğiyle bir an elini uzatır gibi oldu, yaptığı şeyin ezikliğiyle yutkunarak hızla geri çekip simite arkasını döndü. Amirin odasından çıkan polis Ahu'nun yanına geldi.
"Hazırsanız çıkalım."
Ahu hemen ayağa kalktı. Ve peşinden dışarıya çıktı. Polis otosuna binip hareket ettiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANCI
عاطفيةNişanlısının ölümüyle kendisini ormanlık bir labirentte bulan adam, tek başına doğru yoldan çıkmaya çalışır. Tek amacı adalet iken labirentin karşı tarafından koşarak gelen kadın yalnızlığına yoldaş olur. Ruhen yaralı bir adam ile kim olduğunu dahi...