Bütün gün boğazında geçmeyen düğümle her yerde Ahu'ya bakındı Ali Karan. Ağır adımlarla eve girecekken şimdi evde olsa, koşarak gelip boynuma sarılsa diye eşikte bekledi.
O çok iyi bildiği Ormancı seslenmesini beklerken işittiği sessizlik kulaklarını sağır eden cinstendi.
Tanıdık gelen hastalık yavaşça bedenine girmeye çalışırken dik durmaya çalıştı. Bacakları hem yorgunluktan, hem üzüntüden artık Ormancının heybetli bedenini taşıyamıyordu. Eşikten bir adım içeriye attığı anda yere yığıldı.
Mutfakta elindeki kahveyle duran Hakan çıkan gürültüyle kapıya koştu. Ali Karan'ın yerdeki görüntüsüyle panikleyerek kaldırmaya çalıştı.
Gözleri dolan Ali Karan
"Gelmedi değil mi?" diye sordu.
Hakan mutlu haber vermek çok istese de dostunun perişan halini en derinin de hissederek
"Gelmedi." dedi.Ali Karan'ı koltuğa yatırırken
"Hani gelirdi Hakan, hani koca kadın yalnız kalmak gezmek istemiştir, hani nerede Hakan, gün bitti. Ahu karanlığı sevmez, bilmediği yerde korkar. Nerede Ahu'm Hakan?""Ben bilemiyorum, ama bulacağız onu. Sonuçta ölmedi."
"Ne biliyorsun, belki de öldü. O şerefsiz Ümit onu kaçırdı ve öldürdü. Yapmadığı bir şey değil ki. Ahu ile bir hesabı var belli, öğrenemeden aldı götürdü kızı. Kesin o aldı benden Ahu'mu."
"Dur hemen kötüyü düşünme. Ben araştırmaya devam ediyorum. Polise mi gitsek?"
"Adalet terazisinin nasıl işlediği ortada. Ama ben yine de gittim. 24 saat dolmadan işlem yapılamıyor. 24 saatte dönmeyen insanı artık yer üstünde değil toprak altında ararlar!"
"Ali Karan, bugün görüştüğün o polise sordun mu?"
"Sormadım, ondan yardım istemiyorum."
"Öyle diyorsun da, Ahu'yu tanıyor, sana en çok yardımı dokunabilecek kişi o.""O tam bir yalancı, Ahu'nun kayıp ilanıyla eşleşme bulundu demişti. Onu da sordurdum. Değil eşleşme Ahu'nun kayıp ilanı bile yok. Belli bir süreden sonra sistemden düşüyorlar diye bişeler söylediler."
"Allah allah ilginç gerçekten, ama ben yine de arayalım derim."
Ali Karan'ın içinin acısı gözlerinden yavaşça yuvarlandı.
"İyidir değil mi Ahu?"
"İyidir iyi, sen şimdi o herifi ara en azından kameralara bakarız nerede arayacağımızı biliriz. Geç olmadan öğrenelim."
Doğrulup oturan Ali Karan gözündeki yaşı elinin tersiyle sildi. Mert'in sabah kendisine verdiği kartı eline aldı. Yutkunarak konuşacak güç elde etmeye çalıştı, ardından numarayı tuşladı.
~~~~~Kapının ardındaki Mert ağlamaktan yüzü gözü şişen Ahu'ya baktı, Ahu'da varlığının kapısında ne işi olduğunu çözemediği adama!
"Senin ne işin var burada, nasıl buldun evimi?""Hoş buldum. Bir polis olduğumu unutuyorsun. Babanın kayıp başvurusunda bulunduğunu söyleyince kişisel bilgilerine ulaşmam zor olmadı."
"Yine üzerine vazife olmayan işler peşindesin!"
"Bir omza ihtiyacın var bence."
"Yanılıyorsun, benim ihtiyaç duyduğum şey yalnızlık! O yüzden de hoşça kal!"Kapıyı kapatmak için ittirince Mert de engel olmak için tuttu.
"Hadi ama, en azından işini gördüğüm için bir teşekkür eder insan."
"Teşekkürler!"Yeniden kapıyı kapatmak istedi, Mert yine engel oldu.
"Yahu ne istiyorsun be adam. Bıraksana beni rahat!"
Davet etmediğini bildiği halde aradaki boşluktan içeriye girdi."Evin ne kadar şirinmiş. Tıpkı senin gibi. Sadeceee.."
Parmağını sehpada sürtüp baktı.
"Biraz tozlu!"Sinirlenen Ahu
"Sanane! Seni göndermek için polis mi çağırmalıyım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANCI
RomanceNişanlısının ölümüyle kendisini ormanlık bir labirentte bulan adam, tek başına doğru yoldan çıkmaya çalışır. Tek amacı adalet iken labirentin karşı tarafından koşarak gelen kadın yalnızlığına yoldaş olur. Ruhen yaralı bir adam ile kim olduğunu dahi...