YAZ YAĞMURUM (TAMAMLANDI)

3

İç çekip sakinleştikten sonra içeri girdim ve abimin yanına oturdum.

"Nerdesin kızım kaç dakikadır, Asır abin gitti. Morali bozuktu bayağı nedenini biliyor musun?

"Yok bilmiyorum."

"Ben bir mesaj atayım."

"Sen bilirsin."

Çakır'dan;

Whatsapp'a girip ilk önce Asaf'a mesaj attım, gelip Asel'in ne derdi olduğunu öğrenmesini istedim. Çünkü Asel konuşsa konuşsa Asaf'la konuşurdu, derdini anlatırdı.

Birkaç dakika sonra Asaf geldi. Bende yanlarından kalkıp Asır'a mesaj attım.

"Asır, kardeşim nereye kayboldun öyle çıktın hemen mekandan?"

"Benimki sevmemiş başka bir mekana geldik "

"Buraya gelin. Asel kardeşin sayılır üzülür seni göremeyince. Hem seninkinin seninki olmadığını herkes biliyor. Herkesi kandırırsan beni kandıramazsın Asır. Çabuk buraya geliyosunuz."

"Kardeşim görmedin mi Asel'in benle Ada'ya nasıl baktığını?"

"O sizi öyle üst üste görünce öyle yaptı. Bence herkesin tepkisi öyle olur 15 dakika içinde geliyosun kardeşim."

"Tamam. Ada'yı da alıyorum ama."

"Al"

*Görüldü*
-----------------------------------------------------------
Asel'den:

"İşte Asaf abi, benim bir erkek arkadaşım var. Ama arkadaş sadece, aramızda bir şey yok. Abimlerin yanlış anlamasından korkuyorum birazdan burayla gelecek."

"Kıyamam güzelim. Merak etme bak hem bu gece üzme bari kendini. Onlar ve ben seni korumak istiyoruz ama onlar fazla sert davranıyorlar. Bu gece bir sorun olmayacak. Söz."

"Kuzgun abim nerde?"

"Bilmem buralardadır."

"Abim gelir birazdan. Ona bir şey söyleme lütfen."

"Sus bakayım. 18'ine giriyosun kızım sen kendine gel." Deyip yanağımdan bir makas aldı. Bende güldüm.

Ben böyleydim işte. Beni seven bu kadar insan varken en kalpsizini seçtim. Ama onu unutucam. Kendime son sözüm.

Asaf abi yanına garsonu çağırıp 1 bardak içkiyi kafasına birden dikti.
Garson gitmeden 2. Bardağı alıp yavaş yavaş içmeye başladı.

Kapıdan giren Mirza'yı Asaf abime gösterdim. Tebessüm ederek kafasını salladı. Koşup Mirza'nın boynuna atladım. Ne olduğunu şaşıran Mirza da bana sarıldı ve bana ne olduğunu sordu. Bende fısıldayarak

"Doğal davran, sana anlatıcam."

"Şimdi anlat ne bu?"

"Anlatıcam"

"T...tamam."

Daha Mirza'dan ayrılmadan gördüğüm Asır abi ile afalladım. Gözlerini kısmıştı bana bakarken.
Yanındaki'nin elini sıktığını fark ettim. Kız diğer eliyle acıyan elini tuttu. Mirza'dan çekilip elini tuttum ve onu pasta kesilecek yere götürdüm. Çakır abim ve Kuzgun abim de oradaydı. Asaf abim bardaklardaki içkileri alıyor, ne olduğuna bakmadan içiyordu.
Asaf abim hep böyleydi. Zaten içki içerken de içmezken de aynıydı. Kimseye bir zararı dokunmazdı.

Masa da Mirza'yı yanıma alıp ona bakıp gülerek mumları üfledim. Mirza'yı ilk defa yanımda gören; Kuzgun, Çakır ve Asır... Üçü de yumruklarını sıkıyordu.
Bir rezalet çıkmaması için içimden Allah'a dua ettim.

En son pasta kesildiğinde sorun çıkmadığı için oh çekecekken Asır yanındaki kızla yanıma yaklaştı. Hemen Mirza'yı yanıma çektim ve gelmesini beklemeye başladım.

Mirza'ya bakıp göz kırptım. O da kafasını ne oldu anlamında salladı ama cevap veremeden asır ve sevgilim dediği kız yanımıza geldi.

"Selam ben Ada." Diye bağırdı ve elini uzattı kız.

Elimi uzatıp müzikten duyulması için

"Asel bende." Diye bağırdım.

Ada hafifçe kafasını sallamakla yetindi.

"Bu çocuk geçenlerde görüntülü konuştuğun çocuk mu?"

"Ha?"

"Yanındakini diyorum Asel. Bunu evde konuşucaz." Diye bağırdı Asır kulağıma.

"Aaa Asır abi o benim arkadaşım. Ayıp yaptığın." Diye ağzımı yayarak konuştum. Bu onu hep sinir ederdi.

Yüzü kıpkırmızı olmuş bir şekilde bana bakarken konuştu;
"Tamam... Asel."