YAZ YAĞMURUM (TAMAMLANDI)

13

Asır:

Aşağı indikten sonra sofrayı topladım ve koltuğu uzandım.
Yerde duran asel'in telefonunu gördüm ve tekrar ayağa kalktım.
Telefonu yerden elime alıp merdivenlere doğru yürüdüm.
O sırada yukarıdan koşarak Asel aşağı indi.

"Nereye gidiyorsun," diye sordum.

"Cehennemin dibine gidiyorum gelecek misin," dediğinde gözlerimi devirdim.

"Asel umrumda değilsin ama sen üzülürsen diğerleri de üzülecek çekidüzen ver kendine."

"Özür diliyordun az önce?"

"O, o zamandı."

"Ver telefonumu!"

"Ne?"

"Telefonumu ver dedim sana!"

Uzattığımda telefonu elimden sertçe çekti.

Asel;

Hızlıca kapıyı çarpıp çıktım.
Dışarısı bir miktar soğuktu ve doğal olarak üşüdüm. Telefonumu montumun cebine koydum ve eşofmanımın cebinden birbirine dolaşmış kulaklığımı çıkardım.
Tam olarak açamasam da kullanabilir hale gelince telefonuma taktım ve sevim'i aradım. Daha telefonun İlk çaldığında açmıştı.

"Alo Asel iyi misin?"

"Evet iyiyim."

"Sana ulaşmaya çalışıyorum telefonun çalıyor ama açılmıyor."

"Biz asırla yine kavga ettik biraz."

"Ne kadar biraz?"

"Siktir et."

"Kızım Asır'la Mirza kavga etmiş."

"Öyle."

"Asır sana vurdu mu?"

"Yok canım. Genel olarak çenem kıpkırmızı oldu."

"Nasıl?"

"Eliyle çenemi tuttu. Sonra telefonumu aldı, yere fırlattı."

"Şaka?"

"Keşke."

"Asel sen Mirza'yı neden sevmiyorsun? O seni çok seviyor. Dün olanlara rağmen hâlâ seni istiyor."

Telefondan titreşim geldiğini hissettim. Melodi arıyordu ve onunla şuan konuşmak istemiyordum.

"Sevim, Asır olmasa emin ol ona bir şans verirdim ama yapamıyorum."

"Sen seni sevmeyen birini seviyorsun, seni seven biri var, onu da sevmiyorsun."

Sessiz kaldım.

"Neyse nereye gidiyorsun şuan?"

"Bilmiyorum."

"Bize gel."

"Emin misin?"

"Tabii ki yavrum."

"Hıhım. Kapatayım o zaman, taksi çağırayım."

"Öptüm Asel'im."

"Öptüm."

Telefonu kapattım ve taksi beklemeye başladım.
Yarım saat geçmesine rağmen taksi gelmek bilmiyordu. Ayağa kalkıp birkaç adım attım ki taksi yanımda durdu. Taksiye bindim. Genç biriydi ve daha ilk bakışta dikkat çeken yeşil gözleri vardı.

"Nereye," diye sordu taksici.

"Veterinere gidicem."

"Tarif edin, gidelim."