YAZ YAĞMURUM (TAMAMLANDI)

14

2 ay sonra*

"Çakır abi burası çok güzel."

"Evet güzelim."

"Adı ne olacak bu restoranın?"

"Bilmiyorum güzelim ama umarım yapabiliriz bu işi."

"Tabii yapabilirsin yakışıklı abim benim, sen neleri başardın da bunu mu başaramayacaksın?"

"Birinin restoranında çalışmak yerine kendi işimi açmak daha iyi düşünüyordum ama pek cazip gelmemişti fakat buradayım, Bilmiyorum."

"Kuzgun abi de Asır abi de yardımcı olur sana beraber çekip çevirirsiniz. Eh, olur ya işler yolunda gitmez, gitmeyebilir. Moralinizi bozmazsınız. Önceden birkaç kişi gelir, o birkaç kişi de buraya birkaç kişi getirir, bakmışsın buranın en tanınan restoranı olmuşsunuz," dedim ve göz kırptım.

"Sarılmak yok mu abi'ye?"

"Sarılırım canım."

Abime sıkı sıkı sarıldıktan sonra geri çekildim.

"Annem ve babam bizi cennetten izleyip mutlu oluyorlar mıdır?"

"Evet canım benim."

Tekrar sıkı sıkı sarıldık.

Arkamızdan gelen Kuzgun abi,
"E yeter bu kadar dram ama," dedi elindeki sandalyeyi karşımıza koyarak.

"Yorulduk ama deydi," dedi Asır.

Ona bakarak gayet ifadesizce: "Evet," dedim.

Elinde birkaç poşetle gelen Asaf abim ve Sevimi gördüğümde gözlerimi oraya diktim ve işaret parmağım onlara çevirdim.

"Geliyorlar!"

Yanımıza gelmelerini beklemeden yanlarına koştum ve Sevim'in boynuna sarıldım.

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk güzelim."

Asaf abimin sesiyle sevimin boynundan çekilip ona baktım.

"Sevim Hanımı gördünüz bakıyorum unuttunuz beni," Dedi sırıtarak.

"Ya saçmalama sen benim en yakışıklı abimsin yaa," dedim ve Sevim'e göz kırptım.

O da bana kaş göz işareti yaptığında Asaf abim bir bana bir de ona baktı.

"Siz var ya siz, bir olsanız dünyayı ele geçirir, sonra da bir şey olmamış gibi etrafta dolanırsınız... Ne konuşuyorsunuz ayaküstü öyle?"

"Poşette çikolatalı süt var mı diye sordu."

"Poşette çikolatalı süt var mı dedim."

Bunu aynı anda söylediğimizde birbirimize bakıp gülüştük. Bunu söyleyelim diye anlaşmamıştık ama, telekinezi mi denir, artık ne deniyorsa bizde onun olduğu kesindi. Belki de ruh eşiydik (!)
Ruh eşi demişken, öyle bir şeyin varlığına inanıp inanmamakta tereddüt ediyordum. Eğer bir ruh eşim varsa o kesinlikle Asır değildi.

"Siz yine bir şeyler karıştırıyorsunuz ama hayırlısı," dedi Asaf abim.

"Ay hayır abi işimiz yok iş mi çevirelim bir de."

"Sizden beklerim."

Gözlerimi devirdim ve Sevim'in elindeki poşeti alıp Çakır abimlerin yanına koştum.

"E giriyor muyuz artık içeri? Açım ben, aç. Ne bekliyoruz hem burda Allah aşkına? Türk dizileri gibi bol bol bakışıcaz mı?"

Bu sırada sevim'in aklına muhteşem replik geldiğini hissettim ve gözlerine baktım.
Elimi işaret ettim ve elimle saydım.